G?n?n S?z? :

buy antidepressant

amitriptyline without prescription website amitriptyline 25mg

amoxicillin 500mg capsules for humans

amoxicillin

tamoxifen uk smpc

mail online tamoxifen

naltrexone buy online

buy naltrexone 3mg open buy naltrexone without prescription

antidepressant online delivery

antidepressant online delivery archive.2y.net buy sertraline
Zekat İslam'ın köprüsüdür.(Keşfü'l Hafa, 1: 1416)
30.04.2020 - Kaynak


Çocuklarımızı Allah’la korkutmayalım


Çocukları yüce Rabbimizle korkutmayın, ürkütmeyin. Aksine Allah’a yakınlaştırın, sevdirin, sevindirin. Allah’la ilgili hiç bir sorusuna kızmayın. Bırakın aklında, içinde nasıl tasarlıyorsa öyle tasarlasın. Çünkü çocuk dünyası, en saf ve en temiz dünyadır. O aşama aşama sevilmesi gerekeni zaten sevecektir

Çocuk bu, soracak elbette Allah nerede? Bazen ona cevap yetiştirme telaşına gireriz. "Gökte, cennette" deriz. Aslında bu sorunun cevabının herkesin yüreğinde, vicdanında, daraldığı yerde, en güzel yerde, kalkacağı yerde, gözünün yaşardığı, yüzünün güldüğü kısacası hayata dair her yerde olduğunu, mekân ve zamanla kayıtlı olmadan her yerde var olduğunu biliriz.
Anne: "Bak evladım şu güzel çiçeği o yarattı, şu bembeyaz yağan karı damımıza o kondurdu, bizi yarattı, her şeyi o yarattı, şimdi güzel şeyler yapıyor. Her güzellikte o var." Belki bu cevaplar çocuğun dünyasını daha iyi süsler.
Çocuk soruyor: "Allah bize benzer mi? Bizi yarattığına göre bize benziyor değil mi?"
Baba bir an duraksıyor. Ne diyecek?
Evet diyemez. Çünkü Yüce Allah (muhalefetün lil havadis) oluşmuş olan, yaratılmış hiçbir şeye ve kimseye benzemez sıfatı önünde duruyor. Hayır dese cevap yetecek mi? Çözüm yolunu buluyor. Bu ayakkabıyı kim yaptı? Ayakkabıcı. Peki ayakkabıcının gözü kulağı var mı? Evet. Ama yaptığı ayakkabının gözü yok, kulağı yok, burnu yok. Hiç ayakkabıcıya benzemiyor değil mi? Evet, gerçekten benzemiyor. İşte bunun gibi evladım. Yaratan da yarattığına benzemez.
Çocuk bu! Niçin Allah'ı göremiyorum diye sorar. Baba gülümser, "Gözümüz küçük, gözünü kapat ve güzel bir şey düşün. O anda O'nu görmüş olursun." Çocuk düşünceye dalınca baba yetiştirir ikinci cümlesini: "Annesinden görme engelli doğan birisi güneşi, ayı, kırmızı rengi, mavi rengi görüyor mu? Hayır görmüyor.
Ama o görmüyor diye yok diyemez değil mi? Evet. İşte Rabbimiz de böyle.
Biz burada değil, öteki aleme gittiğimizde orada engel kalkacak göreceğiz. Görme engellinin de orada gözlerinin açılacağını ve renkleri göreceğini biliyor musun?
Bir düşün evladım. Gözümüz şu duvarın arkasındakini göremiyor. Çünkü gözümüz böyle programlanmış. Onun için en başta gözümüz küçük, onun için göremiyoruz demiştim."
Hz. Peygamber (sav): "Çocuğu olan çocuklaşsın" buyuruyor. Anneler çocuğu eve hapsedince uyarıyor: "Toprak çocukların baharıdır. Bırakın çocuk toprağa değsin."
Hz. Peygamber (sav) ilk turfanda meyve geldiğinde Medine'nin çocuklarını çağırır onlara yedirirmiş. Sonraları adı Ebu Mahzura olan bir çocuk Medine'de ezanla alay edermiş. Kendince komiklik yapmış olmak için. Ağzını burnunu yayarak çocuklar arasında da bir 'rol model' olmaya çabalarmış. Adı üzerinde, çocuk işte. Hz. Peygamber (sav) bunu duyuyor. Çocuğu yanına çağırıyor. Çocuk kulağının çekileceği korkusuyla gelirken Hz. Peygamber ona iltifat eder. Oturtur. Sohbet eder ve sonra şöyle buyurur: "Duydum ki çok güzel ezan okuyormuşsun. Hadi bakalım bize bir ezan oku." Çocuk şaşkın. Kınanmayı beklerken ödüllendiriliyor. Ebu Mahzura'yı artık tutabilir misiniz. Elini kulağına koyar ve güzel bir ezan okur. Hz. Peygamber (sav) "Maşallah" der "Artık sen çocukların müezzinisin." Ve bu çocuk müezzin olur gerçekten de. Hatta Haremeyn de yıllarca bu aileden müezzin çıkarmış.
Çocukları ürkütmeyin, korkutmayın. Aksine Allah'a yakınlaştırın.
Sevdirin. Sevindirin. Allah'la ilgili hiçbir sorusuna kızmayın. Bırakın aklında, içinde nasıl tasarlıyorsa öyle tasarlasın.
Çünkü çocuk dünyası en saf ve en temiz dünyadır. O aşama aşama sevilmesi gerekeni sevecektir. Keşke azgınlaşmış, yoldan çıkmış ve edep sınırını aşmış, kararmış yürek sahiplerini çocukluklarına götürebilecek bir gücümüz olsaydı. Çocuk yaşındaki o ufak sabi, yaşlanmış, uslanmaz kendini nasıl hırpalayacaktır, inanın tahmin edemezsiniz.

BİR DUA
Zeynelabidin'in duası
Rabbim! Günahlarım dilimi lal etti, konuşamıyorum; zira elimde hiçbir gerekçe yoktur. Ben (günahım) musibetimin esiri, amellerimin rehinesi, günahlarımın müdavimi, hedefimin şaşkınıyım. Kendimi sana karşı cüretkârca davranan, tehditlerini küçümseyen bedbahtlar yerine koydum. Aman Allah'ım! Hangi cesaretle sana karşı cüretkârlık yaptım, kendimi hangi kuruntularla aldattım? Efendim! Ayak tökezlemelerime ve yüz üstü düşmelerime acı. Cehaletime hilminle, kötülüğüme iyiliğinle mukabele et. Ben günahımı ikrar, hatalarımı itiraf ediyorum. İşte bu elim, bu da alnım. Kısas uygulamam için kendimi sana teslim ediyorum.

BİR AYET
"(Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır." (Nur 30)

BİR HADİS
"ALLAH'A ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin! Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikramda bulunsun! Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse ya hayır söylesin, ya sussun!" (Buhari 13/6099)

SORU - CEVAP

1- Kabir azabı var mıdır?
İslam inancına göre kabir azabı vardır. Bazı ayetler buna işaret eder. Sahih hadisler de bunu açıklar. (İbrahim Suresi 27; Mümin Suresi 46). Peygamberimiz, "Kabir, cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur" buyurmuştur.

2- Çocuklarımıza isim verirken nelere dikkat etmeliyiz?
Babanın evladına karşı vazifelerinden birisi de onlara güzel ve anlamlı bir isim vermesidir. Peygamberimiz, "Kıyamet günü siz kendi isminizle ve babalarınızın ismiyle çağrılacaksınız. Çocuklarınıza güzel isim veriniz" buyurmuştur. Bu nedenle İslami örfte yeri olan ve yadırganmayacak isim olması tercih edilir. İsimlerin mutlaka Arapça olması veya Kur'an-ı Kerim'de geçmesi gerekmemektedir.

3- Ramazan orucunu tutamayanlar, her gün için ne kadar bedel ödemeleri gerekir?
Bu yıl oruç tutamayacak olanların ödeyeceği bir günlük bedel bir kişinin bir günlük doyumu kadardır. Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl fitre ve fidye bedelini 27 TL olarak belirledi. Bunun altında ödemek doğru olmaz. Ama daha üstü verilebilir. Yani üst sınırı yoktur. Sadaka-i fıtır da aynı miktardır.


Paylaş : Facebook'a Paylaş Twitter'a PaylaşMyspace'e PaylaşDelicious'a PaylaşFriend Feed'e PaylaşTechnoratiye PaylaşDigg'de Paylaş




Diğer Yazılarımdan Bazıları
  Ramazan sonrası yapmamız gerekenler (12.04.2024)
  İdeal Müslüman nasıl olmalı? (09.04.2024)
  Mazlumun sahibi Allah’tır (08.04.2024)
  Allah’ın örttüğünü siz de örtün (07.04.2024)
  Kim olursa olsun zulmetmeyin (06.04.2024)
  Af dileyen yok mu? (05.04.2024)
Sayfa Başı
19.04.2024 Ezan Vakitleri
?msak : 04:38   ?kindi : 16:53
G?ne? : 06:12   Ak?am : 19:55
??le : 13:08   Yats? : 21:22
      Duyurular
12.04.2024
Hocamizin bu haftaki gazete de "Ramazan sonrasi yapmamiz gerekenler" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuya
Devam?...
09.04.2024
Hocamizin bu haftaki gazete de "Ideal Müslüman nasil olmali?" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabilirsi
Devam?...
08.04.2024
Hocamizin bu haftaki gazete de "Mazlumun sahibi Allah’tir" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabilirsiniz
Devam?...
      Ziyaret?i
                   Say?s?
Aktif : 1696
Bug?n : 620
Bu Ay : 223855
Bu Yil : 1235721
Toplam : 184309336
* 01.01.2011 Tarihi itibari ile
      Dini S?zl?k