Çarsambayi persembeye baglayan 10 Mart
gecesi Miraç Kandili. Simdiden kutluyoruz.
Bildiginiz gibi Miraç hadisesi, Hz. Peygamberimiz'in Mekke'deki davet yillarinda gerçeklesti.
Hz. Peygamber'in esini ve amcasini kaybettigi, iskence ve zulmün iyice arttigi günlerden bir gece
Mekke'den Kudüs'e, oradan da göge davet edilmesi ve götürülmesi olayidir Miraç.
Halkimiz
"Isra" ve "Miraç" der. Dogrudur bu tanimlama. Zira Miraç iki asamada gerçeklesti. Birinci asama Mekke'den Kudüs'e götürülme asamasidir ki buna
"gece yürüyüsü" anlaminda Isra denilir.
Ikinci asama ise olaganüstü olaylarla karsilasacagi Miraç -yükselme- asamasidir.
Biz bu iki asamanin da fiziksel ve ruhsal olarak gerçeklestigine iman ediyoruz. Rüyada olan bir olay degildi. Aksi takdirde olay dikkat çekici olmazdi. Mekkelilerin itirazinin da zaten bir anlami kalmazdi. Mekkeli putperestler, Yüce Allah'in kudretinin farkinda olmadiklari için bu hadiseyi duyduklarinda garipsediler, reddettiler, hatta alay ettiler. Ancak Hz. Peygamber, olayi ispat eden delilleri sununca seslerini kestiler.
Miraç'in olaganüstü bir yolculuk oldugunu ve yücelerden bir davet sonunda gerçeklestigini anlatan Isra Suresi'nin ilk ayeti söyleydi:
"Bir gece kendisine bazi ayetlerimizi gösterelim
diye kulunu Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek
kildigimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah,
eksikliklerden münezzehtir. O gerçekten her seyi
isitmekte ve görmektedir."
DAVET EDEN RABB'IMIZ
- Yol belli: Mekke'den Kudüs'e, oradan da yaratilmislarin
hiçbirinin gidemedigi Sidretül Münteha'ya, yani son sinira.
- Yolcu belli: Son peygamber, son resul, son nebi Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz.
- Davet eden belli: Yüce Rabbimiz, Allah (c.c.).
- Yol arkadasi belli: Vahiy melegi Cebrail.
- Ziyaret edilenler: Hz. Adem, Hz. Isa, Hz. Yahya, Hz. Yusuf, Hz. Idris, Hz. Harun ve Hz. Musa'dir.
- Görülen olaganüstülükler: Büyük melekleri gördü. Cennet ve cehennem gösterildi. Çekilecek azaba dair örnekleri gördü. Müjdeler aldi. En önemli görevlerden olan 5 vakit namaz müjdesini aldi. Hiçbir Müslüman'in azapta ebedi - sonsuz- kalmayacagi haberini aldi.
MIRAÇ BIR TESELLIYDI
Miraç hadisesi yalniz birakilan, horlanan, iskence
gören, Mekke'den çikarilmaya hazirlanan Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimize bir teselliydi. Yalniz kalmadiginin ve ileride kazanacagi büyük zaferlerin yolda oldugunun ilan edilmesiydi. Belki Mekkelilere de son bir semavi uyariydi.
Elbette diger peygamberler içinde de manevi kabuller, mucizeler, ikramlar alanlar vardi. Adi bize bildirilen veya bildirilmeyen peygamberler içinde de Allah'in yüce ikramini alan isimler mevcuttur. Fakat Miraç, her asamasi bize iletilmis, benzeri olmayan müthis bir kabul, ikram ve muc-i zeydi.
Hz. Peygamberimizin en büyük mucizesi elbette Kur'an'dir. Ama bunun disinda da yüzlerce mucizesi vardir ki Miraç bunlarin en önemlilerindendir.
Sizin miraciniz ise zamaninda kilinan 5 vakit namazdir.
Not: Çarsamba gecesi 00.20 civarinda insallah
ATV'de canli yayinda Miraç'i anlatacak ve beraberce dua edecegiz.
***
HZ. MUHAMMED (S.A.V.) ERISILMEZ BIR LIDERDIR
Hangi kriterle ölçerseniz ölçün Hz. Muhammed (s.a.v.) geçmisin, bugünün ve gelecegin en büyük lideridir. O'nun hayatindaki hangi olayi ele alirsaniz alin, varacaginiz sonuç budur.
Simdi Taif günlerine dönelim. Mekke'de Islam'i teblig edecek imkân kalmayinca Taif kentine gitti. Orada imanli yürekler aradi. Ancak Taifliler onu taslarla karsiladilar. Yorgun, yarali ve gönlü kirik bir halde Mekke'ye dönmek istedi. Ancak Mekke'nin ileri gelen liderleri O'na Mekke'ye girisi yasakladilar. O da Mekke- Taif arasindaki daglara sigindi. Mekke'de ise müsrik liderler toplanip durumu degerlendirdiler. Ebu Cehil gibileri Hz. Peygamber'in Mekke'ye girmesini engelleyen grubun basindaydi. Orada müsrik liderlerden
Mut'im bin Adiyy ise Peygamberimizin Mekke'ye girmesine izin verilmesi gerektigini söyleyen ender kisilerdendi.
Mut'im söyle dedi:
"Hirsizlar, arsizlar, katiller Mekke'ye girebiliyordur da Muhammed niye
giremiyor? Muhammed'e düsman da olsam
O'nun kisiligini tartismam. O da Mekke'ye
girebilmeli." Bu görüs sert karsilik bulsa da Mut'im
söyle dedi: "Ben Nur Dagi'na gidip Muhammed'i
Mekke'ye davet edecegim. Asiretimle... Karsi
gelenle de savasirim."
Öyle de yapti. Düsmanin onurlusu dersiniz ya,
iste öyle biri Mut'im. Hz. Peygamber'i evinde agirladi,
kimse de Efendimize karsi bir eyleme girisemedi.
Kisa bir süre sonra da Hz. Peygamber, Medine'ye hicret etti. Mut'im Mekke'de hayatini kaybetti. Bir putperest olarak yasadi ve nihayet öyle de öldü.
Daha sonra Bedir Savasi oldu. Bu savasi Müslümanlar kazandi. Orada müsriklerden esir alindi. Hz. Peygamber, esirlerin öldürülmesi teklifini reddetti. Esirlerin her birinden harp zayiati için birer fidye alinmasini kabul etti. Buna gücü yetmeyenler de okuma yazma sartiyla saliverileceklerdi.
Mekkeliler, Hz. Peygamber'le görüsmek üzere Peygamberimize Mekke'deki evini açan putperest
Mut'im bin Adiyy'in oglu Cübeyr'i gönderdiler. Hz. Peygamber, Cübeyr'i tanidi ve sordu:
"Sen Mut'im'in oglu musun?"
Cübeyr, "Evet" diye cevap verdi.
Hz. Peygamber, Cübeyr'e su unutulmaz sözü söyledi:
"Cübeyr, bugün baban Mut'im sag olsaydi
ve bana gelip, 'Muhammed bütün esirleri kosulsuz
serbest birak' deseydi, süphesiz onun hatirina
hepsini serbest birakirdim."
Burada dikkat edilmesi gereken nokta su: Peygamberimizin
"Hatirina bütün esirleri birakirdim" dedigi, Mekkeli bir putperestti... Vefa, büyüklük,
alicenaplik, hangi kriter olursa olsun, Muhammed her zamanin en büyügüdür.
***
HZ. PEYGAMBER'IN YAKARISLARINDAN
Sevgili Peygamberimiz ellerini açar ve söyle dua ederdi:
"Allah'im! Hazineleri senin kudretinde olan her türlü hayri
isterim. Ve hazineleri senin kudretinde olan her serden
sana siginirim."
"Allah'im! Kötü günlerden,
kötü geceden, kötü saatten, kötü arkadastan, kötü komsudan sana siginirim."
"Allah'im! Hilekâr dosttan sana
siginirim. O (sözde) dost ki, bana dost bakisiyla bakar, halbuki kalbiyle
her an beni kontrol eder. Benim iyi bir is yaptigimi görürse
onu örter. Kötü bir isimi ve hatami
görürse hemen etrafa yayar."
"Allah'im! Faydasiz ilimden. Kabul
olmayan amelden, karsilik görmeyen duadan sana siginirim."
"Allah'im! Fakir düsmekten,
yoksulluktan zillete düsmekten sana siginirim. Allah'im! Baskasina
zulmetmekten ve baskasi tarafindan
zulme ugramaktan da sana siginirim."
***
KARANLIK GECEDE...
Abdullah bin Habib
anlatiyor: "Karanlik ve yagisli bir gecede yola çiktik. Tek bir istegimiz vardi: Efendimizin arkasinda namaz kilmak. Bizi gördü. Bana döndü ve 'Oku' diye buyurdu. Ben durdum. Ve hiçbir sey okumadim. Zira ne okuyacagimi söylemedi. Sonra iki defa daha 'Oku' diye buyurdu. Bunun üzerine sordum: 'Allah'in Resulü ne okuyayim?' Söyle cevap buyurdu: Sabahleyin Ihlas, Felak ve Nas surelerini oku. O okuyusun seni her türlü kötülükten koruyacaktir."
Hz. Peygamber'in üç defa oku demesine ragmen ne okuyacagini söylememesi, O'nun muhatabin dikkatini çekmek ve unutmamasini saglamak için takip ettigi bir yöntemdi.
Bizler de her sabah ve aksam bu sureleri okumayi aliskanlik haline getirelim insallah.
***
HANGI SAFTA NAMAZ KILAYIM?
Adamin biri, büyük âlim olan Süfyan-i Sevri'ye bir soru sordu: "Efendim, namazda birinci safta
bulunmanin faziletini bize anlatir misiniz?" Süfyan-i Sevri söyle cevap verdi:
"Kardesim, sen ekmegini nereden kazaniyorsun,
ona bak. Sen ekmegini helal yoldan kazandiktan
sonra hangi safta namaz kilarsan kil bu
konuda sorgulanmazsin."
Biz bazen bu özü kaybediyoruz. Vicdanimiz rahat degilse, kul hakki yediysek, helal ve harami karistirmissak imamin arkasinda namaz kilsak bile ne anlami kalir ki!
***
IKI EL DE SAG EL OLSA
Bestamli Beyazid,
söyle derdi: "Keske insanin iki eli de sag el olaydi. Sürekli iki elle iyilik yapsaydik. Öyle çok iyilik yapsaydik ki, soldaki melek yazacak günah bulamasaydi."
***
MIDENE HARAM ALMA
Ilk dönem tasavvuf büyüklerinden
Vüheyb, etrafindakilere söyle derdi: "Karsimizdaki su direk gibi oluncaya kadar oruç tutup namaz kilsan, fakat midene giren rizkin helal olup olmadigina dikkat etmezsen, yaptigin ibadetin faydasini göremezsin."
Suurlu bir ibadet ehlinde zaten bu hassasiyet bulunur. Bulunmazsa da tövbe edip istikametli olunmalidir.
***
BIR AYET
"Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, zahmet çekmeniz O'nu incitir ve üzer. O, size çok düskündür, müminlere çok merhametlidir, onlara iyilik diler." (Tevbe Suresi, 128. ayet)
***
CINLERDEN PEYGAMBER
GELDI MI?
Islam âlimlerinin çoguna göre cinlerden peygamber gelmemistir. Insanoglundan gelen peygamberlere uymak, cinler için de farzdir. Hz. Süleyman ve Hz. Peygamberimizle ilgili ifadelerden bunu görüyoruz. (Neml Suresi 17-30, Sebe Suresi 14, Cin Suresi 1-13)
Ancak âlimlerden Kelbi ve Vahidi'den iletilen bir rivayette söyle deniliyor: Hz. Adem'den önce cinlere, cin olarak yaratilmis Yusuf isimli bir peygamber geldi. Ve cinler bu peygamberi öldürdüler. (Sibli, Ahkamus can, 54). Cinlerden peygamber geldigine En'am 130. ayet delil olarak gösterilir.
Esim, baba ve
anneme gitmeme engel oluyor. Buna hakki var
mi?
Sila-i rahim, yani akraba baglarini diri tutmak dinin emridir. Kocanizin, baba ve annenize gitmenizi engellemeye veya onlara iyilik yapmaktan sizi alikoymaya hakki yoktur. Kur'an-i Kerim, baba ve anneye iyiligi emreder. (Isra, 23-24)