İlerleyen teknolojiyle birlikte yalnız kalan gençler, sosyal medyada inançsız 
bir toplum kurmak isteyen hesapların ağına düşebiliyor. Gençlerle her an iç içe 
olan ilahiyatçı, Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu onları bu hesaplara karşı uyarırken 
bir çağrıda da bulunuyor: “Karamsar, sert, merhametsiz olanlardan uzak durun. 
İstediklerinizi açık açık Allah’a söyleyin. Onun her şeye gücü yeter. Biz sizi 
asla terk etmeyeceğiz.”
Tıp öğrencisi Enes Kara'nın kaldığı yurtta dertlerini anlattığı bir video 
çekerek hayatına son vermesi tüm Türkiye'yi derinden üzdü. Ailelerin çocuklarına 
yaklaşımı, sorunlarını önemseme tarzları, hayata onların gözünden bakabilme 
yetenekleri tartışıldı. Teknoloji bu kadar gelişirken, pandemiyle birlikte 
yalnızlaşma artarken, geleceğe dair yeni nesil endişeler çıkarken gençlerin ne 
tür sorunları ortaya çıkıyordu? Kuşak farkı üç yıla kadar inmişken aileler 
çocukları ile sağlam ilişkiyi nasıl kuracaklardı? Sosyal medyada ortaya çıkan 
ideolojik hesaplar gençlere inançsızlık pompalamak için uğraşırken gençlerin 
umutlarını kaybetmemeleri için neler yapılabilirdi? Biz de gençlerle hep iç içe 
olan Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi rektörü, ilahiyatçı, 
yazarımız Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile gençleri ve sorunlarını konuştuk. 
"Dünyada bir inançsızlık kaosu yaşanıyor. Sosyal medyada dinsiz toplum 
ideolojisini yaymaya çalışan hesaplar var. Gençlerimizi inançsız bırakarak 
onları ele geçirmek istiyorlar. Çünkü inanç umut verir, sorunlarının üstesinden 
gelmelerini sağlar. Gençlerimiz ümitvar olsunlar. Biz onları asla terk 
etmeyeceğiz. Onları çok seviyoruz" diyor. Hatipoğlu'nun ailelere de çağrısı var, 
"Dinde zorlama olmaz. Çocuklarına karşı şefkatli olun. Başını açmak isteyen 
kızlarınız olursa sakin olun. Peygamberimizin metodu kolaylaştır zorlaştırma, 
sevdir nefret ettirmedir."
DİNSİZLİK AŞILANIYOR
- Dini hep manevi olarak tanımlarlar. Sanki dünyadaki maddi sorunlara, hayattaki 
sıkıntılara çözüm olamayacakmış gibi... Din her soruna yanıt verir değil mi?
- Özellikle inançsızlık aşılayan sosyal medya hesaplarından gençlerin uzak 
durması lazım. Bunlar belli yerler tarafından algı oluşması için piyasaya servis 
edilmiş yerler.
İyi niyet ya da bilimsel dayanakları yok. İdeolojik faaliyetlerdir. İnancından 
kopmuş gençleri idare etmek istiyorlar. Çünkü Allah'tan kopanları kendilerine 
bağlamaları kolay olur. Gençler birlikte zaman geçirdikleri arkadaşlarından 
etkilenmemeliler. Akıllarıyla hareket etsinler.
Dinin cevap veremeyeceği hiçbir konu yoktur. Felsefe tartışır, din hayatın 
kendisidir.
Bir zamanlar felsefe dinin yerine konulmaya çalışıldı. Felsefede birinin beyaz 
dediğine diğeri siyah diyebilir. Felsefi argümanlar yaşamış yorgun bir nesil 
ortaya çıkar. Felsefe olanı konuşur. Allah'ın kitabı ise olmuşu, olanı ve 
olacağı konuşur.
İkincisi felsefe size bir hayat tarzı sunmaz ama din sunar. Nasıl hareket 
etmeniz gerektiğini eksiksiz anlatır. Yemekten uykuya ticari hayattan su içmeye 
kadar her şeyi anlatır size. Din bir hayat tarzıdır.
Gençlere bunu anlatmak gerekir.
Gençlerle konuştuğumda dinle ilgili bir problemlerinin olup olmadığını 
soruyorum. Dine karşı olanların oluşturmaya çalıştığı bir karalama var. Tüm 
kutsalları eleştiriyorlar. Çocuklar bazen o furyaya kapılıyorlar. On dakika 
konuştuğumuz gençlerin yanlış anladığı her şey düzeliyor.
K-POP TEHLİKELİ BİR İDEOLOJİ
- Gençlerin tek bir din ve tek bir inanç altında toplanmasının kurgulandığı 
söyleniliyor... Dinsiz, cinsiyetsiz toplum... Siz bunu hissediyor musunuz?
- Kore'de K-Pop adlı bir akım var. Onların hepsinin cinsiyeti belli değil. 
Türkiye'de de hayranları çok fazla. Hatta onlara karşı dikkat edilmesi 
gerektiğine dair yazılar yazanlara binlerce tehdit geliyor. Bu da bir operasyon. 
Sadece para kazanmak için yapılan bir proje değil. Bir ideoloji! "Benim dinim 
yok, sevdiğim kişiyle karşılaştığımda onun dini ya da dinsizliği benim inancım 
olacak. Benim cinsiyetim de yok, belli bir yaşa gelince kendime cinsiyet 
seçerim" diyorlar. Bunların milyonlarca hayranı var ve Türkiye'de de çok 
sayıdalar. 12-13 yaşındaki çocuklar bunlar ve etkilenmemeleri mümkün değil. Bazı 
din kurumlarına karşı tahammülsüz olanlar, gençleri korumak istediklerini 
söylüyorlar. Gayeniz gençleri korumaksa bu faaliyetleri görmüyor musunuz? "Salt 
Allah'a, yaratıcıya inanıyorum" cümlesinin içi boştur. Hz. Muhammesiz din 
projesi oryantalistlerin dünyaya angaje ettiği tehlikeli bir projedir. 
"Peygamberinizden vazgeçin" diyorlar, ardından "Kuran-ı Kerim Hz. Muhammed'e 
indi ondan da vazgeçirin" diyecekler. Bir müddet sonra "Allah'tan da vazgeçin" 
diyecekler. Gençleri ikaz ediyorum ve gençler bu ikazı dinliyorlar.
DÜNYADA İNANÇ KAOSU VAR
- Siz üniversite hayatının içindesiniz. Rektörsünüz. Gençleri takip ediyorsunuz. 
Günümüzdeki gençlerin en takıntılı olduğu, şikâyet ettiği konuların ne olduğunu 
gözlemliyorsunuz?
- Batı'da 'Tauting' denilen bir kavram var. Alay etmek manasına geliyor ve 
Batı'da yükselen bir değer. Bu kelimenin yazdığı tişörtler giyiyorlar, 
"Gelecekle, ailemle, parayla, ölümle alay ediyorum" diyorlar. Bir an önce de 
ölmek istiyorlar. Batı'da popüler olan bir akım da istifa dilekçelerini sosyal 
medyadan paylaşmak. Bu paylaşımlarının altına, "Artık bir patrona, onun vereceği 
paraya kul olmak istemiyorum. Kendime kul olurum, istifa ediyorum" diyorlar. 
Umut yok, hayattan haz alamıyorlar, inançları yok. Kurulu olan tüm düzenlere 
savaş açıyorlar. Gençler kendine bir totem edinip bunlara tapınmaya çalışıyor. 
Bu bir inanç kaosu... Sadece Müslümanlar değil Hristiyan geçler de kiliseye, 
Yahudiler havraya gitmiyor. Dünyanın sorunu bu.
- Gençler bireyselleşmeye mi başladı?
- "Az kazanayım kimse bana karışmasın, internetim olsun yeter" diyor gençler. 
Eskiden ünlülerin hayranları olurdu ama günümüzde azaldı. Çünkü gençler kendini 
ünlü görüyor. "Sosyal medyada ben de onun kadar ünlüyüm" diyor. Bu tehlikeli 
aslında. Öğrencilerde ateizm, deizm, Budizm, septisizm, naturalizm gibi değişik 
felsefeler mevcut. Bu bir moda gibi dünyaya sunuluyor. Bu geçecek! Çünkü 
gençlerin dimağları tazedir, kötü niyetli değillerdir. Kalpten konuşurlar. İnat 
değiller, yüzleri güler. Üniversitede tüm hocalara "Yüzü asık sorunu olan bir 
genci görürseniz onunla konuşun, derdini öğrenin, benim çözebileceğim bir şeyse 
beni haberdar edin hemen çözelim" diyorum. Toplumun, anne babanın da böyle 
bakması lazım.
KENDİ SINIRLARINI KENDİLERİ ÇİZSİN
- Gençlik ergenlik zor bir dönemdir. Gezmek, tozmak, dünyevi zevklerden 
faydalanmak istiyorlar. Aileler bu dönemde çocuklarına nasıl rehber olmalılar?
- Gençler özgür, ben gezdiğim her yerde gençleri görüyorum. Kafeler gençlerle 
dolu, gayet rahatça oturup sohbet ediyorlar. Özgürlük de var Türkiye'de. 
Gençlerin sınırları kendilerinin çizmesi gerekiyor. Kırmızı çizgileri olmalı! 
Anne baba "Çocuğun akşam şu saatte evde olmalısın" diyebilir. Çocuk yazın kendi 
başına tatil yapmak isteyebilir. Bu konularda çocuklarınıza güvenin. 
Güvenebilmek için de onları çok iyi yetiştirmelisiniz. Neyin haram, neyin günah 
olduğunu, neyin ona zarar verebileceğini bilmesi gerekiyor. Bu nedenle sınırsız 
bir özgürlük akabinde doyumsuzluk getirir. Bilim insanları çağımızdaki en büyük 
problemlerinin odaklanma sorunu, bitkinlik olduğunu söylüyor. "Bohem, karamsar 
bir hayatı tercih ediyorlar, en ufak şeyde nem kapıyorlar" diyorlar. En ufak 
sebepten cinayet işlenebiliyor bu ülkede. Bunları gençlere aileler, gazeteler, 
yazarlar anlatmalı.
İMAN ZORLAMA İLE OLMAZ
- Aileler çocuklarına manevi değerleri anlatırken nelere dikkat etmeli? - 
Anne-baba çocuğunu zorlayarak ibadet ettirmemeli. Çünkü iman zorlama ile olmaz. 
Namazı, orucu, peygamberi tabii ki anlatacaksınız ama bunları anlatırken 
şefkatli olacaksınız. Çocuğunuza şefkatle muamele edin. Başlarını açan 
kızlarımız oluyor. Anne-babalar beni telaşla arıyor, "Sakin olun" diyorum. 
Peygamberimizin metodu kolaylaştır zorlaştırma, sevdir nefret ettirme. 
Kızlarımız nasıl kapanıyorsa açılabilir de! Kapanırken Allah emrettiği için 
kapanıyor. Kapalılığın getirdiği bir hassasiyet var. Bazen bu hassasiyette 
sıkıntı yaşayabiliyorlar. Anlayışla karşılamak, onlarla sohbet etmek gerekir. 
Başörtünün dinin bir emri olduğunu, bunun da bir imtihan olduğunu söylemek 
gerekir. Yoksa "Başörtülüler mükemmel, başörtüsüzler mükemmel değil" diyemeyiz. 
Öyle bir bakış tarzımız yok. Aileler sakin olmalı. Genç kızlarımız sıkıntı 
yaşıyor olabilir. Sohbet etmeli, yapıcı olmalılar. "Asla açamazsın" demek doğru 
değil. Çünkü ibadet zorla olmaz. Muhabbet ve sevgiyle olmalı. İslam bu tür 
konularda toleranslı. Peygamber zorlamıyor, teşvik ediyor. Siz de 
etrafınızdakilere tebliğ edin ama zorlamayın. Sevgi ortamı oluşturun. Ben bir 
baba olarak çocuklarım namaz kılmanızı çok isterim, namaz Allah'la sohbettir. 
Hatta "Ben unutursam bana hatırlatın" demiştim. İlk oruç tuttuklarında onlara 
hediye almıştım. Babalıktır bu, teşvik edersiniz, sevdirirsiniz. Göreviniz 
nefret ettirmek değil.
NİHAT HATİPOĞLU'NDAN GENÇLERE TAVSİYELER
 Gençler 
kendinizi önemseyin. Siz bizim için çok kıymetlisiniz. Allah sizi önemsemiş ki 
yaratmış!
 Z 
kuşağı imandan uzak değil. Sosyal medyada iyi olan şeylere düşman olan 
hesaplardan uzak durun. Onlar dinsiz toplum oluşturmak istiyorlar.
 Allah'ı 
sevin, onun dediklerini yapın.
 Güçlü 
bir ahiret inancınız olsun. Dünyada ektiğinizin orada karşılığını bulacaksınız. 
Ümitvar olun.
 Karamsar, 
sert, merhametsiz olanlardan uzak durun.
 İstediğiniz 
mesleği seçin. İnsanlığa faydalı olun.
 Yanlış 
olabilecek şeyleri denemeyin.
 İstediklerinizi 
açık açık Allah'a söyleyin. Onun her şeye gücü yeter. 'Allah'ım benim için bu 
yap' demekten çekinmeyin. Allah kalbi kırık olanların sesini duyar.
 Siz 
bizim evladımızsınız, sizi asla terk etmeyeceğiz.