Mahşer günü hakkında bazı hadislerde iç rahatlatan
ayrıntılar vardır. Buna ihtiyacımız var.
Çünkü her birimiz ahirete tek tek varacağız. Hakkımızda
nasıl bir kararın verileceğini bilmiyoruz.
Belki cennet ve belki de cehennem. Kim bilir ki...
Bir kısmımızın namazı, orucu, zekâtı, umresi, haccı,
Kuran hatmi, güzel duaları vardır.
Ama kalp kırmışızdır, beddua almışızdır, hak yemişiz,
yüz kızartmışız, dedikodu etmiş suizanda bulunmuşuzdur.
Bir tarafımız cennetse diğer tarafımız ateş gibidir.
Mahşerde her birimiz Yüce Rabbin huzurunda olacağız.
Hesaba çekileceğiz. Hesap vereceğiz. Hayali bile hem
heyecan verici ve hem de ürkütücüdür.
Rabbe muhatap olmak elbette heyecan vericidir ama
hatalarımızı düşündüğümüzde ürkütücüdür. Korkutucudur.
İşte Allah'ın Peygamberi (s.a.v.) bu manzaralardan
birini şöyle anlatıyor: "Yüce Allah ümmetimden bir adamı
kıyamet günü insanların huzuruna alacak. O kişinin
dünyadaki bütün amellerinin yazılı olduğu tam 99 (doksan
dokuz) büyük defter önüne konacak. Her bir defterin
büyüklüğü ve uzunluğu gözün alabileceği en uzak mesafe
kadar olacaktır.
devamı...

29 Ekim Cumhuriyet
Resepsiyonundan...
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül Bey Efendinin
Düzenlemiş olduğu, 29 Ekim Cumhuriyet Resepsiyonuna
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu Hocamızda katıldı.
Not: NihatHatipoglu.com sitemizin soru&cevap
sayfasından sormuş olduğunuz sorularda, iletişim bölümünden
sorulan sorularda veya email yöntemi ile sorulan sorularda
isim,şehir ve diğer bilgileriniz web sayfamızda yayınlanmayacaktır.