Günün Sözü :

female viagra pills

i am a woman and i took viagra click female viagra drops

accutane acne

accutane without insurance knagis.miga.lv accutane without insurance reddit

buy accutane pills

accutane without side effects crownlimos.ca accutane without side effects

amitriptyline painkillers

nerve pain in hand amitriptyline andrewwestgarth.co.uk amitriptyline nerve pain relief

buy amitriptyline london

buy amitriptyline

buy antidepressants uk

amitriptyline 10mg
Dünya mümine hapishane, kafire cennettir.(Müslim)
28.05.2010 - Kaynak


Gerçek secde ehli hani nerede?


ESKİDEN kişilerin namazı, ibadeti, dini hassasiyeti ahlakı için bir referans oluyordu.

 

Namazını kıldı mı onun ahlaklı olduğuna hükmederdik. Gerçi Hz. Peygamber'in (s.a.v.) "Kişinin ibadeti sizi yanıltmasın" uyarısı vardı, ama biz bu uyarıyı bir olgunlaşma süreci olarak algılardık.

Ama gördük ki, dindar olmak veya dindar olmamak, siyaseten şu veya bu taraftan olmak; ticarette dürüstlük, komşu ilişkilerinde hassasiyet, sözünün eri olmak, vicdanlı olmak gibi erdemlere ulaşmak için yeterli bir referans oluşturmuyor. Maalesef oluşturmuyor. Hz. Ömer şahitlik yapmak isteyen kişiye "Bana seni tanıyan birini getir" der. Adam da birini bulur ve getirir. Hz. Ömer referans olacak adama sorar: "Sen bununla ticaret yaptın mı veya yolculuk yaptın mı veya komşuluk yaptın mı?" Adam "Hayır efendim" der. Hz. Ömer, "Muhtemelen sen bu adamı camide Kuran okurken ve başını bir oraya bir buraya sallarken gördün" der. Adam "Evet ya Ömer" der. Hz. Ömer bunun üzerine şöyle der: "Hadi çek git buradan. Sen bu adamı tanımıyorsun". Öyle ya, camide kamil mümin de bulunur, kafasında bin tilkinin dolaştığı sahtekâr da.

Tabii ki bu iki sınıf her yerde bulunur. Camide de, üniversitede de, sokakta da, başka yerde de. Ama bizim önemsediğimiz nokta, dini hassasiyetle bu olumsuz ahlakın bir çatıda toplanmasıdır. Bu satırlar tabii ki imanının, ibadetinin, secdesinin hakkını veren gerçek bir müminle ilgili değildir. Sözümüz, secde etmesine rağmen biraz sonra ticaretinde, sözünde, hareketlerinde başkasını aldatacak ve dolaylı olarak dini de karalayacak olan sahtekârlarla ilgilidir. İbadetler bir kemalin, çilenin, kademe kademe olgunlaşmasının ürünü değil de, edep ve ruhundan arınmış bir ibadet haline gelince bu sonuç da kaçınılmaz oldu.

Neden bu satırları yazdım?.. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) şu uyarısı; kötü niyetlilerin, haramilerin, hem İslam'ı menfaati için kullananların ve hem de dinimizi tenkit etmek için zemin arayanların yollarını tıkayacak kadar açıktır: "Kişinin namazına, orucuna bakmayın. Konuştuğunda doğru konuşup konuşmadığına, kendisine emniyet edildiğinde emaneti yerine getirip getirmediğine, dünya kendisine yöneldiğinde takvayı bırakıp bırakmadığına, menfaat sırasındaki tavırlarına bakın. Emaneti olmayanın dini olmaz." (Musannef, Abdurrezzak, hd. 20192; kenzu'l-ummal, hd. 8435)

Tarihimizde bu hadisi doğrulayan yığınla olay vardır. Hz. Ali'yi şehit eden bedbahtın (Abdurrahman bin Mülcemin) çok fazla namaz kıldığı için alnında namaz izinin -nasırın-oluştuğunu kaynaklar haber veriyor (Taberi, tarih, 3/156; İbn-i Saa'd, tabakat 3/39). Demek ki yetmiyor. Ruh bozuksa, alnı secde ile nasırlaştırmak bile yetmiyor. Samimi iman, edep, şuur, kullanılmamak, kemal gerekiyor. Kuran ve sünnet ışığında istikamet gerekiyor. Bu örneklerimden hiç kimse kötülerden hareketle namazdan, oruçtan ve ibadetlerden kaçmak için bir bahane oluşturmamalıdır. Yanlış yapanlardan dolayı ibadet karalanamaz çünkü. İslam'ın, "İman ettim de, sonra da dosdoğru ol" talimatı ne kadar manidardır. İman ettim de, sonra oruç tut, namaz kıl demiyor. "Doğru ol, istikametli ol" buyuruyor. Çünkü doğruluk, başkasının dini sevmesinde güçlü bir referanstır ama kişinin şahsıyla ilgili namazı dine çağırmada bir referans oluşturmayabilir. Yani başkasını dine çekmede, İslam'ı temsil etmede dürüstlük, doğruluk önemlidir. Dışarıdaki buna bakar. Bununla senin dinini değerlendirir. Kıldığın namazınla ilgilenmez. Daha doğrusu, sadece namazın bir gayrimüslimi İslam'a ısındırmaz. Dürüstlüğün, ahlakın, samimiyetin, toleransın, hoşgörün başkalarını İslam'a ısındırır. Bu cümleler İslam'ın direği sayılan namazı -haşa- küçük görmek için değil, doğru yere koymak için ifade edilmiştir..

O halde şöyle diyelim mi: "Gerçek bir secde ehli, gerçek bir cami ehli, gerçek bir mümin aldatmaz. Yalan söylemez. Ticaretinde dümen çevirmez. Sözünde durur. Ahde vefa gösterir. Başkasının zayıflığını fırsat bilip onu köşeye sıkıştırmaz. Tuzak kurmaz. Bunların birini yaptığında utanır; sıkılır; hayâ eder."
Bir-iki sadaka vermekle bu günahlardan kurtulamayacağını bilir. Bu hareketleriyle Kuran-ı Kerim'in edebine, Hz. Peygamber'in ahlakına layık olmadığını anlar. Secdesinin ve caminin veya Müslüman isminin ona fazladan yük getirdiğinin farkında olur. Ya olgunlaşır veya yine olgunlaşır. Çünkü bu dinin geleneğinde, onu dinin dışına itecek yetkimiz yok da onun için. Bu yazımın son zamanlarda çoğalan ve ortalıkta konuşulan menfi örneklere bir uyarı olmasını dilerim. Çünkü ortak paydaları taşıdığım bazı insanların İslam'a kötü örneklik oluşturup dine zarar verdiğini görüyorum. İbadetlerimiz bir kemalin, zirvenin, ahlakın, olgunluğun göstergesi olmalıdır. Bir geleneğin, yeknesaklığın, dünyalık metaın aracı olmamalıdır.

Sevgili Peygamberimizin uyarısıyla bu yazımı noktalayayım:

"Müslüman'ın herhangi bir yönünü sömürmek, diğer Müslüman'a haramdır. Bir Müslüman'ın malı, hayatı ve namusu diğer Müslüman'a haramdır. Bunların hiçbirine el uzatamaz" (İbni Mace hd: 3933)

SORALIM ÖĞRENELİM

Mükellef olanın yaşı ve belirtileri nelerdir? / AYŞE DURMAZ / ÇORLU

Dini hükümlerle muhatap olma yaşı buluğ (ergenlik) yaşıdır. Erkekler ihtilam (rüyalanmak), kadınlar ise âdet görmekle buluğa ermiş olurlar. Erkekler de, kızlar da 15 yaşına kadar ergenliğe ulaşmış olurlar. Daha erken yaşlarda da ergenlik başlayabilir.

Trafik kazasında ölen yakınım için kan bedeli alabilir miyim?  / HAMDULLAH AKMAZ / URFA

Bu tür olaylardan dolayı kan bedeli almak dinen sakıncalı değildir.

Ölen baba ve annenin fotoğrafını duvara asmak haram mı?  / LEVENT ÖZEN / MUĞLA

Kişinin sevdiği şahısların resim ve fotoğrafını, kendilerini hayırla hatırlamak amacıyla evinin duvarlarına asması sakıncalı değildir. Ancak her halükârda kıble duvarında olmaması (namaz kılınan yönde olmaması) daha uygundur.

Kaza namazım var. Sünneti kaza niyetiyle kılabilir miyim? / ULVİYE PETEK / İSTANBUL

Kazaya kalan namazlarla uğraşmak, nafile namaz kılmaktan önemli ve önceliklidir. Ancak vakit namazlarıyla birlikte kılınan düzenli nafileler (revatıb) bunun dışındadır. Bunları terk etmemek iyi olur. Peygamberimiz (s.a.v.); "mahşerde kul hesaba çekilirken eksik farz namazlarının, nafilelerle tamamlanacağını" beyan etmiştir.


Paylaş : Facebook'a Paylaş Twitter'a PaylaşMyspace'e PaylaşDelicious'a PaylaşFriend Feed'e PaylaşTechnoratiye PaylaşDigg'de Paylaş




Diğer Yazılarımdan Bazıları
  En kıymetli manevi değer: Komşuluk hakkı (17.01.2025)
  Bir umrenin ardından... (10.01.2025)
  Küsleri barıştırmak dinimizin emridir (03.01.2025)
  Üç aylarımız mübarek olsun (27.12.2024)
  Ahirette bir oturum (20.12.2024)
  Zulüm ebedi olmaz (13.12.2024)
Sayfa Başı
18.01.2025 Ezan Vakitleri
İmsak : 06:49   İkindi : 15:48
Güneş : 08:19   Akşam : 18:10
Öğle : 13:19   Yatsı : 19:35
      Duyurular
17.01.2025
Hocamizin bu haftaki gazete de "En kiymetli manevi deger: Komsuluk hakki" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan
Devamı...
10.01.2025
Hocamizin bu haftaki gazete de "Bir umrenin ardindan..." yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabilirsiniz.
Devamı...
03.01.2025
Hocamizin bu haftaki gazete de "Küsleri baristirmak dinimizin emridir" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan oku
Devamı...
      Ziyaretçi
                   Sayısı
Aktif : 682
Bugün : 1868
Bu Ay : 76413
Bu Yıl : 76413
Toplam : 186482907
* 01.01.2011 Tarihi itibari ile
      Dini Sözlük