Dinimiz ‘Veren el alan elden üstündür’ diyerek helal yolla elde edilen sermayeyi tesvik eder. Islam’da zenginlik düsmanligina müsaade edilmedigi gibi fakirin hor görülmesine de imkân taninmaz
Islam dini sermayeye karsi durmak yerine sermayeyi edinme yoluna bakar. Haram yolla elde edilen sermayeyi haram sayar. Rüsvet, faiz, haram kilinmis malin satisindan elde edilen para, baskasinin hakkini gasptan elde edilen sermaye, hile ile elde edilmis para, hirsizlik, çapulculuk, baski ve benzeri yollarla elde edilen sermaye haram kazanç sayilir.
Dogru ve mesru ticaretten elde edilen kazanç saygin ve muhteremdir. Hz. Peygamber (sav) helal kazanci överdi. Kendisi gençliginde ticaret yaptigi gibi, ticaret yapan bir hanimla (Hz. Hatice ile) evlililk yapti. Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Abdurrahman bin Avf gibi zengin sahabenin müslümanlara yardimini hep övmüstür. Onlari zenginliklerinden ötürü kinamamistir. Kisinin kazandigi malin zekâtini vermesi dini bir gerekliliktir. Yükümlü olunan nokta budur. Bunun disindaki sadaka ve yardimlar ferdin vicdani yapisina birakilmistir.
Islam "kapitalizm" ve "komünizm" gibi siyasi ve iktisadi sistemlerin tümüne uzaktir. Hakli ve mesru yolla elde edilen sermayeyi dokunulmaz sayar ve bu para edinme yolunu açik birakir. Ve bu hususla komünizmden haylice ayrisir. Sermaye edinme yolunu helal kazanç prensibine baglayarak sermayeyi helal ve dini nizam dairesinde degerlendirip kapitalizmin yolunu kapatir.
Refah seviyesini yükseltmeyi esas kabul eder. Yatirima tesvik eder. Kazancin çogu ticaretten elde edilir der. 'Veren el, alan elden hayirlidir' diyerek 'bir lokma, bir hirka' felsefesini reddeder. Fakirligi tesvik etmez. Ancak imkâni olmayan fakiri dislamayi siddetle reddeder.
SERMAYE TEK ELDE TOPLANMASIN
Sermayenin bir elde toplanmasini dogru kabul etmez. Kur'an-i Kerim, "Ta ki servet içinizden yalniz zenginler arasinda dolasan bir devlet olmasin" (Hasr, 7) diyerek kapitalin serbest rekabetine müsaade eder ve borsa, serbest ticaret, rekabet gibi sistemlerde hareket alanini her insan için açik tutmayi esas alir. Devletten de bu yolu açik tutmasini ister.
REKABETTE ÖLÇÜ
Rekabette ve kazanç limitinde vicdanilik ve satilan malin zaruri ihtiyaç endeksine dikkat çeker. Malin piyasaya arzinda aracilarin çogalmasini hos görmez. Mesela; köylünün malini pazarda satabilmesi gibi bir ayrintiyi dahi göz ardi etmez. Üreticinin istismarina ve aracinin büyük fiyat farki koymasina uygun bakmaz.
SERMAYEDE ESITLIK MI ADALET MI?
Servet dagiliminda adaleti ön planda tutar. Bulanik, anlamsiz ve pratigi olmayan esitlik iddialarini anlamli bulmaz. Bunu bir istismar araci görür.
ESITLIK, VASIFLARDA AYNI OLANDADIR
Islam, esitlik kavramini ancak sifat ve mahiyet itibariyle ayni olan degerler hakkinda anlamli bulur. Aksini iddia esitlik sloganiyla adaletsizlige zemin hazirlar. Liyakat, beceri, uzmanlik, kabiliyet, zekâ, kivraklik, sistemli çalisma gibi fitrattan gelen farkliliklar servet dagilimini etkiler. Örneklersek, bir babadan mirasi devralan birkaç kardesin parayi ayni tarzda yönlendirmesini beklemek zordur. Bir kardes o mirasi degerlendiremezken digeri zekâ ve becerisiyle sermayesini artirabilir. Elbette insanlar parayi sahiplenme açisindan alt ve üst baremlerde piramit olustururlar. Ama bu sinifsiz bir piramittir. Zemin ile tavan arasinda geçise hiçbir engel yoktur. Komünist doktrinin sinif düsüncesi Islam disi bir yapi için söz konusu olabilir.
TÜKETIMDE SINIRSIZLIK YOKTUR
Kisi tüketimde basibos degildir. Islam'da israfa kapi kapatilir. Asiri lüks tavsiye edilmez. Paranin (ki her asamasinda kisinin sorumlu oldugu ailesi bu paraya ortaktir) kumar gibi gayri mesru yolda tüketilmesine müsaade edilmez. Çünkü haddizatinda sermaye sahibi sermayenin tek sahibi degildir. Harama el uzatilamaz. Zenginlik düsmanligina müsaade edilmedigi gibi, fakirin horlanmasina da imkân taninmaz.
TASARRUF HAKKINA MÜDAHALE EDILEMEZ
Kisi zekâtini verdikten ve sadakaya da önem arz ettikten sonra parasini yatirim ve üretim araci olarak kullanabilir.
'BIZI ALDATAN BIZDEN DEGILDIR'
Hz. Peygamber (sav) pazarda malin arzina ve tüketiciye satilmasina deginmistir. Yagmur suyunda islanip agirlasmis bir ürünü gösterip bunun su agirligini hesap edin dedikten sonra söyle buyurur: "Bizi aldatan bizden degildir." Bu da malin kusurunun gösterilmesi anlamina gelir. Kusur gizlenmez.
SATISTA ALT VE ÜST LIMIT
Kisi malini hak ettiginden çok daha düsük veya çok daha yüksek fiyata satarak piyasayi kilitleyemez. Ticaret erbabinin tümünün durumu kontrol edilir.
BÜYÜKLERIN DUALARI
Hz. Ali'nin duasi
ALLAH'IM! Belâ ve musibetlerden, düsmanlarin sevinmesinden, Hapsedilmekten, baglanmaktan, sopa ve kamçilarla dövülmekten sana siginirim. Allah'im! Benim günahlarim sana zarar vermez, senin bana merhamet eylemen de senden bir sey eksiltmez. Allah'im! Senden bu ayda; iyilik, fetih, yardim, bereket, bol rizik, aydinlik, temizlik ve hidayet dilerim. Bu ayin serrinden, bu ayda cereyan edecek olaylarin serrinden ve bu aydan sonra cereyan edecek olaylarin serrinden sana siginirim.
BIR AYET
"SÜPHESIZ göklerin ve yerin hükümranligi yalniz Allah'indir. O, diriltir ve öldürür. Sizin için Allah'tan baska ne bir dost, ne de bir yardimci vardir." (Tevbe 116)
BIR HADIS
"ALLAHIM sen affedicisin, cömertsin, affetmeyi seversin, beni de affet. (Tirmizî, Deavât, 89)
BIR ESMA
El-Latif: Lütuf ve ihsan sahibi, her seye vakif
SORU - CEVAP
Türbe ziyaretlerinin usulü nedir?
Türbe ziyareti mezar ziyaretidir. Mezarlari ziyaret sünnettir.
Peygamberimiz buna tesvik etmistir. Ancak orada mum yakmak,
çaput baglamak, etrafinda tavaf etmek, ondan bir sey istemek gibi
hususlar bid'attir. Sirke yol açacak tavirlardir. Ancak orada durup
Allah'tan tevbe ve istigfar dilenir ve türbe sahibine de dua edilir.
Dogru olani budur.
Kadinlar adetli veya logusa iken dua edebilirler mi?
Hanimlar âdet günlerinde veya nifâs (logusalik) hallerinde
iken dua edebilirler, zikir ve dua anlami tasiyan âyeti
kerimeleri okuyabilirler. Bunun yaninda, kelime-i sehâdet,
kelime-i tevhid, istigfar, salâvat-i serife getirebilirler. Ayni
sekilde tefsir, hadis ve fikih gibi dinî eserleri okuyup mütalaa
edebilirler.
Saç ve biyiklari boyamak
gusle engel mi?
Saçlari veya biyiklari
boyamak, suyun deriye ulasmasini engellemedikçe gusül
açisindan sakinca olusturmaz.