Dünya Müslümanlari neden bir ve beraber olamiyorlar. Neden özlenen ve arzulanan kardesligi kuramiyorlar. Bunu engelleyen dünya menfaati mi? Islam'i tam anlayamamalari mi, nefis mi, ikbal endisesi mi, düsmanlarin tahrifi mi?
Bunu düsünürken Hucurat Suresi'ndeki 10. ayet dikkat çekicidir. Bu surede söyle buyuruluyor:
"Müminler ancak kardestirler."
Bu ifadeye dikkat etmek lazim.
"Müslümanlar kardestir" denilmiyor. "Müminler kardestir"
buyuruluyor. Peki bundan her Müslüman, diger Müslüman'in kardesidir anlami çikar mi? Yani mümin ile Müslüman arasinda fark var mi? Müslüman
"teslim olan kisi" anlamina gelir.
Ya tam bir imanla Allah'a teslim olan kisi anlamina gelir, ki her gerçek Müslüman böyledir ya da sartlara uyum saglamak, menfaat kapmak, aradan geçinmek için Müslüman'im diyenler anlamina gelir. Bu türden kisilerin samimi Müslüman olmayacagi ortada.
Hucurat Suresi 14. ayette, menfaatleri geregi iman ettiklerini ilan eden sahtekârlara göndermede bulunulur. Siz, iman ettiginizi iddia ediyorsunuz ama asla Allah'a teslim olmadiniz denir. Ayet söyledir:
"Araplar (bedeviler) 'inandik' dediler. De ki, 'siz inanmadiniz'.
Fakat gerçek inanç kalbinize girinceye kadar 'teslim olduk'
deyin."
Iste bu grup sözde Müslümanlar, menfaatlerinden dolayi Müslüman'iz dediler, Allah'a teslim olduklarindan dolayi degil. Endisemiz odur ki, sözde Müslümanlarin sayisinin günden güne çogaliyor olma ihtimalidir. Sözde degil, imanda ve samimiyette iman edenler ancak kardes olabilir.
O zaman yazimizin basindaki ayette seçici bir tarzda konulan ifadeye bir daha bakalim.
"Müminler ancak kardestirler." Yani tam teslim olmus, Islam'i hayatina kabul ettirmis, katisiksiz Allah'a ve Peygamber'ine teslim olmus gerçek müminler ancak kardestirler. Zikzak çizen, menfaatini imanina tercih etmis Müslümanlar degil. Onlardan bir sey çikmaz.
Yani dünyanin gidisatini degistirecek olan kardeslik akdi, gerçek müminlerin bir araya gelmesiyle olabilir. Binlerce hesap yapan, Müslümanlarin derdiyle dertlenmeyen sözde Müslümanlarin bir araya gelmesiyle hiçbir netice elde edilmez.
Necip Fazil'in dedigi gibi "Tabutumu omuzlasin, dört tam
inanmis adam" sözü anlam tasimiyor mu?
Sizler sadece Müslüman'im diyen insanlarla bir kilometre yol yürüyemezsiniz, zira onlar o kilometreyi yürürken binlerce hesap içinde olurlar. Ama ayette ifade edilen
"iman kardesligini" buldugunuzda daglari asarsaniz. Bu hususta en açik ve bariz örnegimiz Hz. Resulullah ve O'nun ilk dönem sahabileridir.
DUA BAHÇESINDEN
Allah'im, insanlarin ve cinlerin seytanlarindan sana siginirim.
Allah'im, verdigin rizki artir, azaltma.
Allah'im, bize kereminle davran.
Bizi zillete düsürme.
Allah'im, bize nimetinden ver, mahrum etme.
Allah'im, bizi merhamet ve iyilikte üstün kil. Baskalarini bize üstün kilma.
Allah'im, bizden razi ol. Ve bizi razi kil.
KUR'AN'DA GERÇEK MÜMINLER
Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah anildigi zaman kalpleri ürperir. Ayetler kendilerine okundugunda onlarin imanlarini artirir. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler.
Onlar namazi dosdogru kilan, kendilerine rizik olarak verdigimiz seylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir.
Iste onlar gerçekten müminlerdir. Onlara Rableri katinda yüksek mertebeler, bagislanma ve cömertçe verilmis rizik vardir. (Enfal, 1-4)
SEVDIGINIZI SÖYLEYIN
Din kardesinizi sevdiginizi ona söyleyin. Hz. Muaz anlatiyor: Namaz sonrasi, Hz. Peygamber elimi tuttu ve "Muaz seni Allah için seviyorum" buyurdu. Sonra söyle buyurdu: "Muaz! Her namaz sonrasi söyle söyle: Allah'im, seni zikretmemi, sana sükretmemi ve sana güzel ibadet etmemi bana nasip eyle." (Ebu Davud)
HZ. ALI'NIN VERDIGI DERS
Sizin hakkinizda en korktugum sey, hevaniza uymanizdir. Zira hevaya uymak, sizi haktan yüz çevirtir. Hakkinizda ikinci korktugum sey ise sinirsiz beklentilerinizdir. Zira sinirsiz beklentiler, ahireti unutturur. Dikkat edin, dünya geride kaliyor, ahiret ise yaklasiyor. Dünyaya ve ahireti sahiplenenler var. Siz ahireti sahiplenin. Oraya yuva kurun. Dünyanin düskünü olmayin. Bugün amel var ama hesap yok. Yarin hesap var, amel yok. (Ibn Cevzi, Sifatüsafve)
ALLAH 'TEVVAB'DIR
Tevvab, "tövbeleri çok kabul eden" anlamina gelir. Allah tövbe edenleri kabul eder. Günahkârlara kapiyi kapatmaz. Tövbe imkânini kiyamete kadar nasip eder. Kulun tövbesini samimi bulup kabul ettiginde ise günahlarini siler. Yeter ki kul öyle samimi bir tövbe etsin ki, o günaha bir daha dönmesin. O halde degerli kardeslerimiz, ümitsiz olmayin. Umudunuzu yitirmeyin. Affi imkânsiz görmeyin. Allah'i engelleyecek hiçbir güç yoktur. O diledi mi her geçmisi siler. Yeter ki siz kendinizi affettirin. Ve samimi oldugunuza kendinizi inandirin.
ÜÇ KISININ DUASI
Rivayet edildigine göre Efendimiz söyle buyurdu: "Üç kisinin duasi geri çevrilmez. Misafirin duasi, babanin duasi ve mazlumun duasi."
EVE GIRERKEN SELAM VERMEK SART MI?
Eve girerken ve çikarken "Allah'in selami üzerinize olsun", yani "Esselamu aleyküm" demek sünnettir. Hz. Enes söyle der: Resulullah (SAV) bana söyle buyurdu. "Ey ogulcagizim! Evine girdigin zaman ailene selam ver. Bu hem sana hem de ailene bereket verir (Tirmizi, istizan, hd:2698).
Ebu Hureyre de söyle aktarir: Resulullah'i duydum. Söyle buyurmustu: "Bir meclise girdiginizde selam verin. Oradan çikarken de selam verin. Zira evden çikarken verilen selam, girerken verilen selamdan daha hafif degildir. Yani ikisi de önemlidir."
vermek sünnettir. Zira evde melekler vardir. Selami onlar alirlar.
Gece namazi için
uyandim. Aile fertlerini de gece namazina kaldirmak için biraz
gürültü yapsam kul hakkina girer miyim?
Aslinda güzel bir soru. Zira Islam'in zarifligini aktarmak için en azindan bir imkân veriyor bu soru. Kalktiginizda namaz nafile, teheccüd gibi bir namaz ise ev halkini rahatsiz edecek sekilde yüksek sesli hareket etmeniz uygun olmaz. Uykudakini rahatsiz etmek dogru degildir. Neticede farz olan bir namaz degildir. Hz. Mikdad söyle aktariyor: "Biz Resulullah'a süt ayirirdik. Efendimiz gece sessizce gelir, uyaniklarin duyabilecegi, uykudakilerin duyamayacagi bir sesle bize selam verirdi. Efendimizin teheccüd namazinda da tavri buydu. Sessiz davranirdi."