Allah, kullarının bütün yaptıklarından haberdardır. Zalimin zulmünden de mazlumun ahından da habersiz olmayan Allah, zalime mühlet verir ancak en beklenmedik bir anda gazabını indirdiğinde zalimi kimse kurtaramaz
Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyurdu: "Yüce Allah zalime mühlet verir. (Cezasını hemen vermez, bir müddet için erteler.) Ama gazabını indirmeye hükmettiğinde o kişiyi hiç kimse kurtaramaz."
(Buhari, Müslim, İbn Mace). Bu hadis gerçekten de insanı derinden etkileyen bir tonda ifade edilmiştir. Bu hadiste zulmeden kişiye ciddi tehdit vardır. Ve zalimin zulmüne devam etmesine rağmen herhangi manevi bir ceza ve karşılık görmemesinin esasen onun için büyük bir musibet olduğunu göstermektedir.
Çünkü zalim ufak bir uyarı alsa kendine gelecektir. Ama hiçbir uyarı almayan ve yoluna bütün hızıyla devam eden zalim, Allah'ın gazabından her an çekinmelidir.
Zalim bazen bu karşılığı dünyada, bazen ahirette görür. Bu hadis ahiretteki azaba da işaret etse bile dünyadaki cezayı kastettiği daha net anlaşılabiliyor. Çünkü gazap daha çok dünyevi, azap ise uhrevi cezayı anlatır. Bu iki kelimeden biri, diğerinin yerine de kullanılmıştır.
Birine zulmediyorsak, bedduasını alıyorsak, göz yaşartıyor, kalp kırıyor, kul hakkını yiyor veya şiddet uyguluyorsak bilelim ki Allah bizim bütün yaptıklarımızı yazıp hükmünü veriyor. Bütün bunları gören yüce Allah, en hazırlıksız olduğumuz ve belki kendimizi en güçlü hissettiğimiz bir anda yakamızdan tutup dönülmeyecek bir azaba savuracaktır.
Rabbim muhafaza etsin. Şu sözü hiç unutmayalım "Allah ihmal etmez ama mühlet verir." Yani cezasız bırakmaz fakat cezayı hemen vermez, erteler. Ama mutlaka cezayı verir.
HER GÜN SADAKA VERİN
Bir gün Allah'ın elçisi, "Herkes her Allah'ın günü kendisine sadaka vermelidir" buyurdu.
Bunun üzerine Ebu Zer (RA), "Ya Resulullah, benim malım yok ki, nerden bulup da sadaka vereyim?" deyince Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Tekbir getirmek sadakadır.
Suphanallah demek sadakadır.
Elhamdülillah demek sadakadır. La ilahe illallah demek sadakadır. Estağfurullah demek sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır. Kötülükten sakınmak sadakadır.
Yol üzerinde, kemiği, taşı kaldırıp atman sadakadır. Gözü görmeyene yol göstermen sadakadır.
Sağıra, dilsize, seni anlayana kadar anlatmaya çalışman sadakadır.
Aradıyıp sorduğu bir şeyi nerede bulacağını bildiğin kimseye yardımcı olmak sadakadır. Zor durumda kalıp da yardım isteyenin bir an önce yardımına koşman sadakadır. Güçsüz, kuvvetsiz birine arka çıkman sadakadır. Eşinle cinsel yakınlığın sadakadır.
İşte bütün bunlar kendine yardım edeceğin konulardır. Malın olmasa da sen sadaka vermeye devam et."
(Ahmed, Müsned, 168-169)
BİR DUA
Uhud Savaşı sonrası Peygamberimizin (SAV) duası
Allah'ım! Hamdin tamamı sana aittir. Senin ihsanına kimse karşı çıkamaz. Senin tuttuğunu da kimse alamaz. Sapıttığını kimse hidayete erdiremez. Hidayete erdirdiğini de kimse sapıtamaz. Verdiğini kimse engelleyemez ve engellediğini de kimse veremez. Uzaklaştırdığını kimse yaklaştıramaz. Allah'ım bize bereket, rahmet, fazl ve rızkını ihsan eyle... Allah'ım! Değişmeyen ve zeval bulmayan nimetini istiyorum. Allah'ım! Yokluk gününde yardımını, korku gününde emniyetini istiyorum. Allah'ım! Bize verdiğin ve vermediğin şeylerin şerrinden sana sığınırım. Allah'ım! Bizleri Müslüman olarak öldür ve Müslüman olarak dirilt. Bizi aldatılmadan ve zelil olmadan salihler zümresine ilhak eyle. Allah'ım! Peygamberlerini yalanlayıp senin yolundan insanları alıkoyanları da helak et. Azabını ve cezanı onların üzerine indir. Allah'ım! Kendilerine kitap verilen kâfirleri helak et.
BİR HADİS
Hz. Abdullah (RA) şöyle rivayet ediyor: "Resulullah'la (SAV) namaz kılıyordum. Ebu Bekir ve Ömer de (RA) vardı. Namazı bitirip oturduğum zaman Allah'a hamdü senaya başladım. Peygambere de (SAV) salatü selam getirdim. Daha sonrada kendim için dua ettim. Bunun üzerine Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurdu. "İşte şimdi Allah'tan dile. Dileğin verilir."
(Tirmizi Cuma 64, İbni Mace Zühd 37)
BİR AYET
"Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tövbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.
(Âli İmran, 135)
BİR SEVAP
Yolda giderken ayağa takılabilecek veya ona benzer şeyleri kenara çekmek.
SORU - CEVAP
Yatalak babamın altını bezliyorum, bana
günahı var mıdır?
Bunun günahı olmaz, sevabı olur. Anne
babanıza hizmet etmekle sevabınız artar, cenneti kazanırsınız.
Sakal kesmek haram mıdır?
Sakal, Peygamberimizin (SAV) sünnetidir. Bıraktıktan sonra kesmek mekruhtur.
Peygamber Efendimiz "Bıyığı kısalt, sakalı uzat" diyor.
Kaza namazı kılmadan önce mutlaka ezan okunmalı
mıdır?
Ezan sünnettir. Birden fazla vaktin kazasını kılacaksanız tek
bir ezan okuyun ama her bir namaz için kamet getirmek daha
uygun olur.