Hayatın pratiğinde, sünnetlerin çoğunu unutmuş, ihmal etmişizdir. Sünnetlerin ihmal edildiği bir dönemde, unutulmuş sünnetlerden birisini hayata geçirene, şehit sevabının verileceği hadislerde bildirilmiştir
Genellikle dinin farzlarını biliriz. Helallerini ve haramlarını okumuşuzdur. Haramlarından sakınıp, helallerini işlemeye çalışırız. Dinin ziyneti, süsü sayılan sünnetlerinin ise ibadetle ilgili yönlerini iyi biliriz. Namazın sünnetini, orucun sünnetini az çok biliyoruzdur. Ancak hayatın pratiğinde, yaşantımızda lazım olan sünnetlerin çoğunu ise unutmuşuzdur. Ötelemiş, ihmal etmişizdir. Halbuki sünnetlerin ihmal edildiği bir dönemde unutulmuş ve terkedilmiş bu sünnetlerden birisini hayata geçirene, şehit sevabının verileceği hadislerde bildirilmiştir. Bu yazımızda, günlük yaşantımızda bize lazım olan bu sünnetlerden birkaçını hatırlatmak istiyorum;
İhtiyaç giderilen (tuvalet gibi) veya kıymetsiz olan yerlere sol ayakla girilir. Sağ ayakla çıkılır.
Pantolonu giyerken oturup (veya bir yere dayanıp) giymek sünnettir. Çünkü ayakta giyinen kişi ani bir tansiyon kaybında, dengesini kaybetmesinde ciddi bir yara alabilir.
Abdest aldıktan sonra 3 yudum su içmek. Böylece vücut dışının ve içinin hararetini dengeler.
Cuma günü tırnak kesmek. Böylece temizliğini ihmal etmemiş, bir düzene koymuş olur insan.
Hapşırırken "Elhamdülillah" demek sünnettir. Duyanın da, "Yerhamukellah (Allah sana merhamet etsin)" demesi sünnettir.
Açık arazide, haşeratın bulunduğu yerlerde çıkarmış olduğumuz ayakkabıyı giyerken silkelemek, sünnettir.
Birisi çağırdığında bütün vücuduyla dönmek.
YATAĞA ABDESTLİ GİRİN
Yemek yerken ne çok konuşmak, ne de susmak. Zaman zaman konuşmak sünnettir.
Cenaze evine yemek göndermek. Cenaze evinin o sıkıntı esnasında yemekle meşgul olması son derece zordur.
İyi işlere besmele ile başlamak. Besmelesiz işin sonu bereketsizdir çünkü.
Yatağa abdestli girmek.
Vücudun yarısı gölgede, yarısı güneşte oturmamak sünnettir. Vücut ısısına dikkat etmek sıhhatin gereğidir.
Sağ elle yemek yemek.
Yemeği kaynar haldeyken yememek.
Yemeğe "Bismillah" deyip başlamak ve bitince de "Elhamdülillah" demek.
Ekmeği ele alıp parçalamak. Ekmeği tek elle ve yerde iken üstüne bastırıp parçalamak nimete saygısızlık olarak görülmüştür.
Cuma günleri (ibadet niyetiyle) mutlaka yıkanmak.
Yatağa girerken "Felak - Nass" okuyup ellere üfürüp yüze sürmek. Hz. Peygamber (sav) bu hususlara dikkat etmiş ve hayatın her aşamasını disipline etmiştir.
***
'Kusurları örtmede gece gibi olun'
Bir adam Hz. Ömer'in yanına gelir: "Bir problemim var, bana yardım eder misin?" der ve anlatmaya başlar: "Benim bir kızım var. Onu cahiliye döneminde diri diri gömmek için toprağa koydum. Sonra da ölmeden çıkardım. Daha sonra önemli bir yanlışlık yaptı, zinaya düştü. Yaptığı bu yanlışlık onu o kadar sıkıntıya düşürdü ki, intihar etmeye yeltendi. Onu zor kurtardık. Kızım bu hadiseden sonra tövbe etti. Şimdi ise kızıma bir talip çıktı. Kızıma talip olanlar bundan haberdar değiller. Ben ne yapayım? Damat olacak kişiye, kızımın bu olayını anlatayım mı yoksa susayım mı?" Babayı büyük bir dikkatle dinleyen Hz. Ömer, adama şöyle seslenir: "Allah'ın örttüğünü, ortaya saçmadığını sen mi deşifre edeceksin? Allah'a yemin ederim ki, böyle bir şey yaparsan yani kızının açığını yayarsan, seni bu ülkenin insanlarına rezil ederim. Git ve kızını başından hiçbir olay geçmemiş namuslu bir kadın gibi evlendir." (İbnül Cevzi, Menakıbı Ömer, s. 169) Şam'da oturan tanınmış bir adam. Hz. Ömer de onu tanır. Bir sohbet meclisinde bu adamdan bahsedilir. Hz. Ömer, adamın neler yaptığını sorar. Derler ki, "Ey müminlerin lideri, bu adam tam bir içki tiryakisi oldu." Hz. Ömer üzülür ve katibinden ona mektup yazmasını ister. Mektup çok kısa ve nettir: "Selam sana. Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a hamd ederim. Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla. Bu kitabın indirilmesi, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O'ndan başka ilah yoktur. Dönüş ancak O'nadır."(Mümin 40/1-3) Mektup Şam'daki adama ulaşır. Okur ve ağlar. "Rabbim demek ki kulunu terk etmiyor, Hem müjdeliyor, hem de uyarıyor. Ya Rabbi artık tövbe" der ve tam bir tövbeyle Allah'a yönelir. Olay Hz. Ömer'e ulaşınca hamd eder ve şöyle der: "Ayağı kayanı gördüğünüzde ona dua ediniz. Onun aleyhinde konuşarak şeytana yardımcı olmayın."
***
Hz. Hamza'nın duâsı:
Allah'ım, senin kudret elinle beni koru. Fazlınla beni rızıklandır. Beni emrine tabi olanlardan kıl. Vasiyetini koruyanlardan eyle. Ey erhamerrahimin, merhametlilerin en merhametlisi.