İnsanoğlu hiç şüphesiz aciz ve kusurludur. İnsanın nefsi kişiyi yanlış yapmaya ve günah işlemeye itebilir. Yapılan bu günahlardan dolayı ise hemen tövbeye yönelmek ve af dilemek gerekir
İnsanoğlu günah işleyebilir. Belki işlememelidir. Uyarılı olmalıdır. Ama kötülüğe meyl eden nefis vardır ve nefsi kişiyi tuzağa düşürebilir. Böyle bir durumda, günahtan tövbe geciktirilmemelidir ve tövbe içten olmalıdır.
Günahtan tövbe eden şunlara dikkat etmelidir:
1 - İşlediği günahı tamamen terk etmelidir.
2 - İşlediği günahı dile getirmeyecek, konuşmayacak. Başkalarına anlatmayacak.
3 - Kendisini günaha iten ortamlardan uzaklaşacak.
4 - İşlediği günaha benzer günahlardan da uzak kalacak.
5 - Günahları konuşanları dinlemekten uzak kalacak kulağıyla da günah dinlemeyecek.
6 - Yüreğinden günahı silecek ve asla düşünmeyecek içinden böyle bir niyet geçirmeyecek.
7 - Tövbesinde samimi olup olmadığını tartacak.
8 - Tövbesinin yaşantısına yansıyıp yansımadığına bakacak.
9 - Kalbinin, niyetinin, ihlasının düzgün olup olmadığına bakacak.
10 - Tövbe edecek ama tövbeye de aldanmayacak. Sürekli tövbesine devam edecek.
Kur'an-ı Kerim övünmeyi, kendini öne çıkarmayı, takva sahibi olduğunu seslendirmeyi doğru bulmaz. Bu nedenle de Allah şöyle buyurur: "Öyleyse kendinizi temize çıkarmayın. O sakınanı, çok iyi bilir." (Necm,32)
Sen konuştukça ben hafifliyorum
Büyük İslam âlimi olan Hasan-ı Basri özel bir yere sahip olan mümtaz bir şahsiyettir.
Büyük âlimlerin düşmanı daha da çok olur. Hazımsız olan insanlar, dedikoducular onları çekiştirirler. Böylece hem dünyalarını hem de ahretlerini kirletirler. İşte böyle bir bahtsız adam Hasan-ı Basri'yi çekiştirip duruyormuş. Hasan-ı Basri ise bu utanmaz dedikoducuya hediye gönderirmiş.
Bir gün adam sormuş: "Ben sürekli sizin aleyhinize konuşuyor, insanları sizden uzaklaştırmaya çabalıyorum. Siz ise bana hediye gönderiyorsunuz. Sebebi nedir?"
Hasan-ı Basri şöyle cevap veriyor: "Aleyhimde konuştukça günahımı alıyor, sevabımı ise çoğaltıyorsun. Ahirette benim günahımı yüklenip öyle mahşere geleceksin. Sana acıdım. Bari 'bunca yükün ve hamallığın karşılığını bu dünyada vereyim' dedim. Onun için sana hediye gönderiyorum. Sen konuştukça ben de hafifliyorum."
BÜYÜKLERİN DUALARI
Hz. Enes İbn-i Malik'in duası
Allah 'ım, hamd sana mahsustur. Senden başka hamd olmaya layık yoktur. Sen istemeden veren, bol bol ihsan edensin. Ey yerleri ve gökleri meydana getiren, ey celal ve ikram sahibi olan, ey ebedi hay ve kayyum olan Allah! Muhammed (s.a.v.)'in ve O'nun âli ve ashabına rahmet eyle. Rahmetinle beraber, arzularımı kabul et, ey merhametlilerin en merhametlisi, koruyucuların en koruyucusu!
BİR HADİS
Ya ilim öğreten, ya ilim öğrenen, ya dinleyen veya bunları seven ol. Sakın beşincisi olma! Yoksa helak olursun. (Keşfül- Hafa 1:437)
BİR SEVAP
Musafaha Yapmak (Tokalaşmak)…
"Karşılaştığında el tokalaşan iki Müslüman yoktur ki, ayrılmadan önce Allah onları bağışlamasın."
BİR AYET
Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur. (İsra, 32)
SORU - CEVAP
1 Kişi vasiyet ettiği yere defnedilmek zorunda mı?
Ortada bir engel yoksa (bu engel tıbbi, ekonomik ve sosyal engeller olabilir) kişinin vasiyet ettiği yere gömülme hakkı vardır. Ancak şartlar müsait değilse, ailenin gücü buna yetmiyorsa ve benzeri problemler varsa aile fertleri uygun gördükleri yere kişiyi gömerler.
2 Peygamberimizin son üç vasiyetinden bahsediliyor. Ama bunların ne olduğu söylenmiyor. Bilgi verebilir misiniz?
Hz. Peygamber (s.a.v) vefat etmeden evvel üç konuyu mü'minlere hatırlatmış ve o konularda hassas olunmasını emretmiştir. Onlar da şu konulardır: Namaza devam ediniz; kadın haklarına saygılı olup, kadınlara eziyet etmeyin; zayıf, mazlum, hizmetkar ve mağdurların haklarını koruyunuz.
3 Gayrimüslim mezarlığına Müslüman gömülür mü?
İhtiyaç halinde gayrimüslimlerin mezarlığına gömü yapılabilir. Bu esnada kıbleye dikkat etmek ve mezarın bir Müslümana ait olduğunu belli edecek bir sembol koymak faydalı olur.