Bir seferden dönülüyor. Zafer kazanılmıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.) sahabenin en  rahat olduğu, zaferle şahlandığı bir anda dikkatleri kalp hayatına çekiyor. "Siz  küçük cihattan büyük cihada döndünüz." Küçük cihat dedikleri savaş, büyük  cihat dedikleri ise nefisle mücadeledir.
 Müslümanlar, en rahat oldukları dönemlerde hep darbe almış, hep hesap  etmedikleri bedeller ödemişlerdir. Nefislerine yenilmiş, rehavete uğramışlardır.
 Hz. Peygamber'in (s.a.v.) döneminde -Medine'deki- nifak hareketleri tahrip  itibariyle bir Uhud'dan daha az zarar verici değildir. Dırar mescidini  inşa eden münafık Ebu  Amir Rahip, her seferde ikilik çıkaran münafık Abdullah  bin Ubey, toplumda oluşturdukları sarsıntı itibariyle Ebu Cehil'den daha çok  zarar vermişlerdir.
 Hz. Peygamber (s.a.v.) bunun farkında olduğu için Medine'de kardeşlik akdi  oluşturmuş, sahabeyi İslam'ı tebliğe memur kılmış, hareket alanını genişletmiş,  üniversite misyonu yüklenmiş olan Suffa'yı kurmuş, diğer ülkelere davetçiler  göndermiş, yakın kabilelerle birebir bağlantıya geçmiş, sahabeyi Medine'ye  hapsetmemiş bilakis yeni alanlar oluşturmuştur. Medine toplumunu dar bir alandan  geniş merkezlere taşımıştır.
 Diğer yandan Medine'de toplu zikir yapan sahabeyi yalnız bırakmamış. Teheccüde  teşvik etmiş. Kölelerin azadına yönlendirmiştir. Vefat eden dostlarıyla ve  aileleriyle özel ilgilenmiş, borçluların borçlarını ödemiş, bazen ne rüya  gördünüz gibi, çok teferruat sayılabilecek ayrıntılara bile önem vermiştir.  Pazarı dolaşmış, ağaç dikimine önem vermiş, sahabeye arazı tahsisi yapmış,  hayata dair her alana el atmıştır.
 Efendimiz zaferlerden sonra kalplerin ıslahına önem vermiştir. Kalpleri  birleştirmiş, telif etmiştir. Ayrı gayrilerı tahliye etmiştir. Dostlarını ihmal  etmemiştir. Göremediği dostunu sormuştur. Namaza gelmeyenin neden gelmediğini  sorgulamıştır. Kenarda kalana değer vermiştir.
 Hicrete zorlanılan yerlerde bir Mekke ruhu, İslam'ı yaşayan yerlerde ise bir  Medine heyecanı lazımdır. Kuba mescidini inşa eden heyecan olmasaydı Medine  toplumu nasıl oluşacaktı ki. 
  
  *** 
  Bizim için istiğfar zamanıdır. Tövbe  zamanıdır. Heyecanları  tazelemek zamanıdır. Kuba  köyleri oluşturmak zamanıdır. Kaza  umresi zamanıdır. Hudeybiye  beyatını tazelemek zamanıdır. Münafıkları  yalnızlaştırmak, müminleri kucaklaştırmak zamanıdır. Taif'ten  zafersiz dönerken dua ile Taif'e girmek zamanıdır. Savaşılmayan  bir Tebük'ten binlerce muharebeden daha büyük derslerle dönmek zamanıdır. Kâbe'nin  huzurunda İbrahim olmak zamanıdır. Ganimete  yönelen birilerine 'ben  size yetmedim mi ki, siz mal paylaşımının peşindesiniz' sözünü  söylemek zamanıdır. Yahudi  muhayrikin kalbini, Abdullah bin Selam'ların imanını kazanmak zamanıdır. Binlerin  İslam'a seve seve geldiğini görmek zamanıdır.