Ebu Leheb Hz. Peygamber'in (s.a.v.) amcasıydı. Peygamberimize Mekke'deki en ciddi muhalefeti o yaptı. Peygamberimizin iki kızıyla evli -veya nişanlı- olan iki oğluna Peygamberimizin kızlarını boşandırdı. Çirkinlikleri sayılamayacak kadar çoğaldı. Karısı Ümmü Cemil de aynıydı.
Ebu Leheb'in ölümünden önce inen 'Tebbet' suresi Ebu Leheb'in iman etmeden öleceğini haber verdi. O ve karısı küfür üzerine ölecek ve cehenneme odun taşıyacaklar.
İlahi bir mucizedir ki; bu sure yıllarca Mekke'de okundu ve Ebu Leheb de hayattaydı. Ne Ebu Leheb ve ne de karısı: "İşte biz Müslüman olduk! Ayet olmayacağımızı söylüyordu. Biz ayetin haberinin zıddına iş yaptık" diyemediler ve küfür üzerine öldüler.
*** Bu surenin çok dikkat çeken bir noktası da şudur. Kur'an-ı Kerim'in bugünkü sure tertibinde son üç sure (İhlas, Felak ve Nas sureleri) "Kul" = de ki ey Muhammed emri ile başlıyor. Yüce Allah, vereceği mesajı Hz. Peygamber'i (s.a.v.) manidar bir şekilde muhatap alarak aracı kılıyor: "De ki (Ey Muhammed!) Allah birdir" gibi. Ancak sondan dördüncü sure olan 'Tebbet' suresi gelince işin dizimi değişiyor. Yüce Allah 'Kul' demeden, yani Hz. Peygamber'i (s.a.v.) sözü muhatabına vekil kılmadan direkt olarak Ebu Leheb'e sesleniyor. "Elleri kurusun Ebu Leheb'in" diye başlıyor. Böyle başlıyor çünkü putperest bir müşrik de olsa neticede Ebu Leheb Hz. Peygamber'in (s.a.v.) öz amcasıdır. Ve sanki Yüce Rabbimiz, Peygamberine amcana "ellerin kurusun" de sözünü uygun görmüyor ve kendisi Ebu Leheb'e ellerin kurusun buyuruyor.