Günün Sözü :

clomid london drugs

buy clomid tablets

amoxicillin 500mg for dogs

amoxicillin

clomid uk sale

buy clomid tablets

nerve pain in tooth amitriptyline

amitriptyline nerve pain relief msbicoe.com amitriptyline pain pathway

amoxicillin cost without prescription

amoxicillin prescription no insurance

amoxicillin cost without insurance

amoxil without insurance hikebikeclimb.net amoxicillin cost without insurance
(Tirmizi, Da'avat 103)
04.11.2016 - Kaynak


Peygamberimizi filmlerle anlatmak


Bildiğiniz İranlı Mecid Mecidi'nin 'Hz. Muhammed (s.a.v.)' filmi gösterime girdi. Hazırlığı 7 yıl sürmüş. Film; izleyenler ve izlemeyenler arasında haylice tartışıldı. Filmden rahatsız olanlar etrafa mail göndererek filmin izlenmemesi için hayli çaba sarf ediyorlar. Efendimiz'e (s.a.v.) karşı dini hassasiyetlerinden bu eleştirileri yapan var, başkaca niyetlerle, mezhepsel endişeyle veya siyasi okumalarla bu eleştirileri yapan kesimler de var. Bu arada Hz. Peygamber'in (s.a.v.) mucizevi hayatından rahatsız olan peygambersiz din tetikçilerini de unutmamak lazım. Peki filmin konusu ne? Filmde doğumundan önce başlayarak Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hayatı 12 yaşına kadar anlatılıyor. Efendimiz (s.a.v.) 12 yaşındayken film bitiyor. Filmin elbette eleştirilecek yönleri var; şöyle olsaydı denecek hususlar var. Bunun yanında faydalı olan yönleri de haylice fazla. Filmde Efendimiz'in (s.a.v.) yüzü gösterilmiyor. Ancak kundakta elleri, dizleri gösteriliyor. Daha sonraki zamanlar içinde kolları, saçları ve elleri gösteriliyor. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) yüzünün gösterilmesini engelleyen bir emir olmamakla beraber gösterilmemesi edeben doğrudur. Benim de bu konuda (yani yüzünün gösterilmesi hususunda) itirazım olur. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) konuşması (sesi) verilmiyor. Onun yerine alt yazı ile geçiştiriliyor. Yani bir hassasiyet gösterilmiştir. 12 yaşına kadar Efendimiz'in (s.a.v.) hayatı dedesi Abdulmuttalib ve amcası Ebu Talib'in gözüyle anlatılıyor. Peygamberlik dönemine ait gösterilen bazı sahnelerde Ebu Talib'in iman etmiş olduğu aktarılıyor. Bilindiği gibi ehl-i sünnet kaynakları bu hususta farklı düşünüyor. Filmde yer alan bazı mucizelere yer veriliyor. Bunların bir kısmı doğumu esnasında, bir kısmı ise sonrasında. Mesela; Mecusilerin sönen ateşi gösterilmemiş. Bizim kaynaklarda olmayan bazı -küçüklükte gösterildiği- mucizeler gösteriliyor. Bizim kaynaklarımızda olan bazı mucizeler ise ihmal edilmiş. Filmde sürekli olarak Hz. Peygamber'i (s.a.v.) öldürmeye teşebbüs eden bazı Yahudiler gösteriliyor. Filmde Ebrehe'nin fillerinin helakı mükemmel bir görsellikle takdim ediliyor. Ebu Leheb'in Efendimiz'e (s.a.v.) düşmanlığı da sürekli takdim ediliyor. Son sahnede dinler arası diyaloğu hissettiren ayetler veriliyor. Fonda ise "La ilahe illallah Muhammedün Resulullah" kelime-i tevhidi söyleniyor ve ihmal edilmiyor.

Filmin yorumu
Öncelikle şunu söyleyelim. Film görsellik itibariyle çok güçlü bir teknikle hazırlanmış. Diğer hususlardaki tenkitlere ise şöyle cevap verilebilir:
1- Efendimiz'in (s.a.v.) yüzünün gösterilmemesi hassasiyetine katılıyorum. Ancak şimdi yüzü gösterilmemesine rağmen sert eleştiri yapanlar, Hz. Yusuf, Hz. Ömer, Hz. Hamza, Hz. Ali, Hz. İsa, Hz. Nuh, Hz. Musa'nın yüzleri gösterildiğinde neden eleştirilerde bulunmadılar. Bu çifte standart gibi görünüyor. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hiç gösterilmeden bu film çevrilebilir miydi bilmiyorum. Ama keşke mümkün olsaydı.
2- Dinler arası diyalogda kullanılan ayetler var diye, diyalog sunuluyor demek çok makul görülmüyor. Bu ayetler istismar ediliyor diye ayetleri hiç kullanmayacak mıyız? Önemli olan insanları İslam'a çağırırken Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Peygamberliğini deklare etmektir. Bu da verilmiş filmde.
3- Filmde öz annesi Hz. Amine ile süt annesi Hz. Halime arasında yetimlik ve öksüzlüğü paylaşan -masum çocuk- teması güçlü şekilde işlenmiş. Hasret duyan iki anne İslam Peygamberinin çocukluğunu sevdirmede çarpıcı olmuş bence.
4- Gerek Yahudi hahamlarının, gerekse de Hıristiyan din adamlarının kitaplarından pasajlar okuyarak Hz. Peygamber'in (s.a.v.) son elçi olduğu vurgusunu güçlü şekilde yapmaları batı âleminde İslam'ın lehine yazılacak bir form gibi görünüyor. Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın müjdelediği son elçinin, sırtında mührü olan bu çocuk olduğu vurgusu hem öfkeleri ve hem de saygıları harmanlanarak verilmiş.

Tenkitlerin değerlendirilmesi
1- Filmde Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Aişe'ye yer verilmemesi son derece doğal. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) 12 yaşında bir çocukken Hz. Ömer henüz doğma aşamasındadır. Hz. Aişe de 35 sene sonra doğacaktır.
2- Filmin İranlı (Şii) kökenli bir yapımcı tarafından yapılması hassasiyet gerektiriyorsa (ki katılıyorum) peki ehl-i sünnet devletler veya yapımcılar tenkit etmekten başka ne yaptılar. Dini hassasiyeti olan TV'ler dizi halinde yayınlanan Hz. Yusuf ve Hz. Meryem filmleri de İran (Şii) yapımı değil miydi?
3- Çağımız medya aracılığıyla tebliğin etkili olduğu görselliğin artı değer taşıdığı bir mücadele çağıdır. Düzgün, doğru kaynaklara dayalı, mesajı çok olan saygınlığı yitirmeyen bu tür film ve dizileri kim hazırlayacak? Hakaretler yağdırarak mailler paylaşarak bu sonucu alabilir miyiz?
4- Neticede İslam'ı ve Sevgili Peygamber'in (s.a.v.) masum çocukluğunu artısı ve eksisiyle anlatan bir film - birdenbire İslam'a karşı veya İslam'a hakaret eden bir film gibi takdim etmek kimin yararına? Yazılan tenkitler neredeyse gece yarısı Ekspres filmini geçecek hale getirildi.
5- İslamafobinin zirve yaptığı, İslam'ın bombalarla beraber anıldığı bir vicdansızlık ve çılgınlığa karşı bundan yıllarca önce çevrilen 'Çağrı' filminden başka yaptığımız işimizin olmaması; filmcilerimizi çok konuşan ve çok yıpratan kişileri düşündürmeli değil mi? Sizler ehl-i sünnet ölçülerine uygun bir yapım ortaya koydunuz da bizler arkasında durmadık mı?
6- Bu filmden sonra Peygamberimiz'in (s.a.v.) vefatına kadar geçecek en azından iki filmin (devamının) çevrileceği söyleniyor. Şimdi bize bir görev düşüyor. O da şu; Filmin bu bölümlerinde Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ebu Bekir, Hz. Aişe gibi büyük sahabeler gündeme gelecek. Bu büyük insanlar konusunda Şia'nın kabul edilemez saygısız tavrı biliniyor. İşte bundan sonra filmin yapımcısı ile irtibat sağlayıp en azından Efendimiz'i (s.a.v.) göstermeden, yüzünü resmetmeden, büyük sahabeye saygısızlık yapmadan daha derli toplu ve kaynaklarımıza yaklaşan bir filmin yapılması için ne yapabiliriz. İş birliği yapılabilir mi bundan sonrasında. Zira film yapımcısının müracaat etmesine rağmen Müslüman ülke ve alimlerinden yardım görmediği fısıldanıyor. Peki bu vebal değil mi? Bir güç ve teknik varsa bunu doğruya kanalize etmek daha doğru değil mi? Film önümüzde. Biz hazırlamadık. Maalesef. Artık önemli olan teraziye koyup eksi ve artısını tartmak ve yanlış olan bir tema varsa o konuda uyarmak doğru olan değil mi?
Ülkemizde kendilerine Molla Kasım gibi görüp dini konularda ahkam kesen ve bütün dini dağılımı kısır düşüncesiyle kontrol altına almaya çalışan bir bakış içe kapanık, değerlerini savunamayan bir zihniyeti hortlatır.
Yoksa herkes bilir ki Efendimiz'in (s.a.v.) bir ter damlasına bütün bir hayatımızı feda etmekten elbette tereddüt etmeyiz. Bütün çabalar O'nu en iyi tanıtmak. O'nu en iyi anlatmak. O'nun önderliğinde yol almaktır.
Bu film konjonktürün veya Ortadoğu'da gelişen şartların doğurduğu bir mezhepsel ideolojiden mi kaynaklandı bilemem. Veya Şia anlayışının bir reklamı mıdır? Filme bu anlarları yükleyen yükleyenler olabilir. Doğru da olabilir. Ama elbette niyet okuyacak durumda değiliz. 7 yıldır devam eden bir projeden bahsediyoruz. Ve bu film bir İran filmi. Diğer İran filmleri gibi.
Şiaya ne kadar uzak olduğumuz ve durduğumuz belli. Bizim bu tür yapımları sağduyuyla tahlile tabi tutup daha düzgününü yapmamız şart. Filmin menşeine bakıp karar vermek problemi çözmüyor. Bakalım İslam âlemi ne zaman daha güçlü projelerle önümüze gelecek. Filmle ilgili siyasi değerlendirme bu satırların dışında mütalaa edilmesidir.


Paylaş : Facebook'a Paylaş Twitter'a PaylaşMyspace'e PaylaşDelicious'a PaylaşFriend Feed'e PaylaşTechnoratiye PaylaşDigg'de Paylaş




Diğer Yazılarımdan Bazıları
  En kıymetli manevi değer: Komşuluk hakkı (17.01.2025)
  Bir umrenin ardından... (10.01.2025)
  Küsleri barıştırmak dinimizin emridir (03.01.2025)
  Üç aylarımız mübarek olsun (27.12.2024)
  Ahirette bir oturum (20.12.2024)
  Zulüm ebedi olmaz (13.12.2024)
Sayfa Başı
22.01.2025 Ezan Vakitleri
İmsak : 06:47   İkindi : 15:52
Güneş : 08:16   Akşam : 18:15
Öğle : 13:21   Yatsı : 19:39
      Duyurular
17.01.2025
Hocamizin bu haftaki gazete de "En kiymetli manevi deger: Komsuluk hakki" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan
Devamı...
10.01.2025
Hocamizin bu haftaki gazete de "Bir umrenin ardindan..." yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan okuyabilirsiniz.
Devamı...
03.01.2025
Hocamizin bu haftaki gazete de "Küsleri baristirmak dinimizin emridir" yazisi çikti. Yazinin tümünü sitemizden veya gazetenin internet sayfasindan oku
Devamı...
      Ziyaretçi
                   Sayısı
Aktif : 1012
Bugün : 2295
Bu Ay : 100655
Bu Yıl : 100655
Toplam : 186507149
* 01.01.2011 Tarihi itibari ile
      Dini Sözlük