Hiçbir iyiligi, hiçbir iyi niyeti küçük görmeyin. Kulun nazarinda kum gibi ufak olan, yaraticinin nazarinda daglar kadar büyük olabilir. Bu iyilik için de geçerlidir, kötülük için de...
Insanoglu yasadigi dünyada acaba Rabbinin rizasini kazanacak amelleri isleyebiliyor mudur? Bunun dünyada bir saglamasi var midir? Yoksa amel defterine yazilan notlar hep "gizemli ve gizli" midir? Kendi kendini test edebilme sansi var midir? Daha öz bir ifadeyle mesajin hakkini verebiliyor mudur?
Bence bunu görebilme imkâni vardir. Aslinda aksam basinizi yastiginiza koydugunuzda, Allah'a ve kula karsi iç dünyaniz rahatsa mesele yoktur.
Bazen yüce Allah'in magfiretini "bir hirka" saglar.
Bir gün, bir Allah dostu, dilenen bir kadin gördü. Hava soguktu. Donduran bir rüzgâr vardi. Insanlar evlerine varmak için kaçisiyorlardi. Dilenen kadinin kucaginda ise ufak bir çocuk vardi. Allah dostu oradan geçti. Gözü küçük çocukta kaldi. Kadin, "Allah için bu fakire bir sadaka" diyordu.
Allah dostunun verecek hiçbir seyi yoktu.
Çünkü o da yoksuldu. Belki aksama yiyecegi bir seyi de yoktu. Dünyalik olarak sadece sirtina giydigi bir hirkasi vardi. "Allah için" diyen kadini duyunca hirkasini çikarip çocugun üzerini örttü. Sonra da sogukta titreyerek kulübesine dogru yola koyuldu.
Gece fakirhanesinde garip bir rüya gördü. Muhtesem bir köskün yanindadir.
Göz kamastiran bir kösk, onu o kadar etkiler ki, oradan gözünü alamaz. Hayret içinde sorar: Bu kösk kimin acaba! Rüyasinda cevap verirler: Bu kösk senindir. Yoksul Allah dostu sorar: Ben bu köskü hak edecek ne yaptim ki? Cevap verirler: Bugün, bir çaresizin sirtina hirka attin. Bu kösk yoksul kadinin çocugunun sirtina attigin hirkanin karsiligidir. Bir hirkaya bir kösk.
Mesele hirkanin degerinde degil.
Mesele hirkayi veren el ve hirkanin ugruna verildigi eldedir. Rabbin cömert eli, kulun cömert elinin üzerindedir. Bagislanma iste bazen böyle bir hirkayla gelir, niyet Allah ise. Bazen bin hirka bir ise yaramaz, niyet Allah degilse.
Bazen bagislanma "La ilahe illallah - Allah'tan baska ilah yoktur" sözü ile gelir.
Denilir ki kul mahserde hesaba gelir. Hesap defteri açilir. Hesap defterinde kulun hiçbir iyiligi yoktur. Aksine defteri günahlarla doludur. Terazi konulur. Günah kefesi agir basar. Kulun hiçbir ümidi kalmamistir.
Emir gelir, denilir ki kulu hak ettigi yere gönderin. Kul cehenneme dogru sürüklenir.
Ümidinin kalmadigini anlar. Bütün kapilar kapanmistir. Yalvarmaya baslar. Melekler bu yalvarmalari duymazliktan gelirler.
Senin için bütün çareler tükenmistir derler.
Sen dünyadayken yalvaracaktin. Burada aglamanin - sizlamanin kiymeti yoktur.
Yüce Allah bu manzarayi bilmektedir. Her seyi bilmesine ragmen meleklerine sorar. Bu kulun hiç mi iyi bir ameli yok! Melekler "Yok ya Rabbi" derler.
"Amel defterinin iyilik sayfalari bos ya Rabbi" diye cevabini verirler. "Biz onun için onu cehenneme götürüyoruz" derler.
Sonradan yeniden yola devam edeceklerinde, Rabbimizden emir gelir: "O kulumu birakin. O kulumun bilmediginiz ve sadece benim bildigim bir ameli vardir. Ben o kulumu o ameli hatirina affettim" buyurur. Melekler hayret ve merak içinde sorarlar: "Ya Rabbi! Kulun bizden gizli kalmis, amel defterine de yansimamis bu iyiligi neydi." Yüce Allahimiz cevap buyurur: Bu kul bir gece uykusu kaçtiginda yana dönerken zikir -Allah'i anmak niyetiyle bir defa "La ilahe illallah" demisti. Iste ben bu kulumu, o kelime hürmetine affettim. Onu alin ve cennete götürün. Melekler cehenneme dogru sürükledikleri kulu, cennete dogru tasimaya baslarlar.
Bir zikir kelimesi. Bazen terazide bütün günahlari silecek kadar agir olabilir. Belli ki bu kelime öyle dolu dolu, öyle Rabbani, öyle coskulu, öyle imanla söylenmistir ki bütün terazileri altüst etmistir.
Bu iki örnegi sunun için verdim: Hiçbir iyiligi, hiçbir iyi niyeti küçük görmeyin. Kulun nazarinda kum gibi ufak olan, yaraticinin nazarinda daglar kadar büyük olabilir. Bu iyilik için de geçerlidir, kötülük için de... Küçük gördügünüz bir isyan, bir günah Rabbin nazarinda sirkle yarisabilir. Bir bakarsiniz hiç farkina varmadan bütün ameliniz bosa çikmistir. Yapacak hiçbir seyiniz kalmaz. Ortada böylece kalakalirsiniz. Veya en çetin günde, mahser meydaninda, bütün ümitlerinizin eridigi o hesap aninda, bir bakarsiniz hiç önemsemediginiz bir iyiliginiz affiniza bir vesile olur. Sizi cennetin ve yüce Rabbin en seçkin misafiri yapar.
BÜYÜKLERIN DUALARI
Hz. Ibrahim'in Duasi
Ey Allah'im! Bu yepyeni bir gündür. Bu bakimdan bugünü benim için ibadetle aç, magfiret ve rizanla kapat. Bugün de bana nezdinde kabul olunacak haseneyi ihsan eyle. O haseneyi gelistir ve benim için onu kat kat çogalt ve bugün de isleyecegim günahlarim için beni affet. Çünkü çok affeden ve her çesit nimetlerle kullarina ihsanda bulunan, kullarini çok fazla seven, daha istemezden önce onlarin isteklerini bilip takdir eden sensin!
BIR ESMA
El-Azim
"BÜYÜKLÜKTE benzeri olmayan, en yüce."
BIR HADIS
"MÜNAFIGIN alameti üçtür: Konustugu zaman yalan söyler, söz verdiginde sözünde durmaz, kendisine bir sey emanet edildiginde hiyanet eder." (Buhari, Iman)
BIR AYET
"GÖKLERIN ve yerin gaybini bilmek Allah'a mahsustur. Bütün isler ona döndürülür. Öyle ise ona kulluk et ve ona tevekkül et. Rabbin yaptiklarinizdan habersiz degildir." (Hûd, 11/123)
SORU - CEVAP
Boy abdesti ile namaz kilinabilir mi?
Namaz kilinabilmesi için ayrica abdest almak gerekir mi?
Gusül abdesti alan bir kimse ayni zamanda namaz abdesti de almis olacagi için bu abdesti ile namaz kilabilir, ayrica abdest almasi gerekmez. Hz. Peygamber (sav)'in gusül abdestine baslarken namaz abdesti gibi abdest aldigini ve gusülden sonra ayrica abdest almadigini ifade eden hadisler vardir.
Adak kurbaninin bedeli para olarak fakire verilebilir mi?
Adak, kisinin ibadet niteligindeki bir seyi yapacagina dair Allah'a söz vererek üzerine borç kilmasi anlamina geldiginden, bu borçtan kurtulmasi için adagini yerine getirmesi gerekir. Belirlenerek adanan sey aynen yerine getirilmedikçe adak yükümlülügü düsmez. Bundan dolayi kurban kesecegine dair adakta bulanan kisi, ancak kurban kesmek suretiyle adagini yerine getirmis olur. Bu itibarla, adak kurbanini kesmek yerine, parasini fakirlere vermek ya da aynî yardimda bulunmakla bu adak yerine getirilmis olmaz.
Oruç tutmusken gündüz ciddi bir travma
geçirsem ve orucu bozmak zorunda kalsam, 61 gün ceza orucu tutmam gerekir mi?
Oruçlu iken ciddi bir tibbi problem olusursa veya hayatinizi tehlikeye sokacak bir olayla karsi karsiya kalacak olursaniz veya hakikaten oruca devam edemeyecek bir hale gelirseniz orucunuzu bozarsiniz. Bu keyfi bir bozma olmadigi için daha sonra bir güne bir gün kaza edersiniz.